İskeçe Müftülüğü Logosu
BATI TRAKYA TÜRK AZINLIĞI
İskeçe Müftülüğü

MEVLİD KANDİLİ

22-01-2013

MEVLİD KANDİLİ

 

Değerli Müslüman Türk Kardeşlerim,

Mevlid Kandili; Sevgili Peygamberimiz Hz. Muhammed Mustafa (S.A.S.)’in doğum gecesidir. Bu yıl bu kutlu doğumun yıl dönümü olan Mevlid Kandili de, Rabiulevvel ayının 12’si, 23 Ocak Çarşamba’yı Perşembe’ye bağlayan gecedir. Bu vesileyle O’na ümmet olma şerefinden duyduğumuz mutluluğu bir kere daha yad ediyor, Salatü Selam O’nun ve O’na tabi olanların üzerinde olsun diyoruz.

Peygamberimiz (S.A.S.) Hazretleri dünyaya yetim olarak geldi. Babası Abdullah doğumundan iki ay önce vefat etmişti. Altı yaşında iken annesi Âmine de vefat edince onu dedesi Abdülmüttalip aldı. Sekiz yaşında iken dedesini de kaybedince amcası Ebû Talib’in yanında kaldı.

Peygamber Efendimiz gençliğinde Kureyş kabilesi arasında büyük bir şeref ve şanı haiz bulunuyordu. Kendisine “Muhammed-ül Emin” (Güvenilir Muhammed) deniliyordu.Yirmi beş yaşında iken, yüksek ahlaka sahip Hz. Hatice validemiz ile evlendi. Peygamber Efendimiz, tam kırk yaşına girince peygamberlik şerefine nail oldu.

Yine Taif’te kendisine taş atanlara, diken atanlara, pislik atanlara bırakın karşılık vermeyi ağzından bir beddua bile çıkmadı; sadece rahmet, merhamet çıktı; “Ya Rabbi, bu insanlara hidayet nasip eyle” diyerek dua ediyordu.

Değerli Kardeşlerim,

Böylesine yüce ve üstün ahlâklı bir peygamberin ümmetiyiz. Kur’an-ı Kerim’de: "Allah’ın rasûlünde, sizin için en güzel örnek vardır." (Ahzap, 21.)

"Peygamber size neyi getirmiş ve size neyi emretmişse onu alın (yapın); neyi yasaklamış ise ondan sakının.” (Haşr, 7.)

"Kim Peygambere itaat ederse, gerçekte Allah’a itaat etmiştir." (Nisa, 80.) "Şüphesiz sen, büyük bir ahlâka sahipsindir." (Kalem, 4.) buyurulmaktadır.

Peygamberimiz hayatın her safhasında örnek alınacak model bir şahsiyettir. Çünkü O, hayatı bütünüyle mükemmel bir şekilde yaşamıştır. Çünkü O, Kur’an-ı Kerim’i tam anlamıyla pratik hayata geçirmiş olup, hayatı Kur’an ahlâkıydı. Bu nedenle çağımızda insanlığın düştüğü ruhi bunalımlardan, manevi hastalıklardan, zulüm ve haksızlıklardan, savaşlardan kurtulmak, insanca bir hayata; huzura, sevgiye, kardeşliğe, dünya barışına kavuşmak için O’nun sünnetini yaşamaya, örnek yaşantısını hayata hakim kılmaya mecburdur. Bunun yolu da O’nu tanımak ve canımızdan bile çok sevmektir. Bu konuda Kur’an-ı Kerim’de şöyle ifade ediliyor: “Onlara de ki; eğer babalarınız, oğullarınız, kardeşleriniz, hanımlarınız, akrabalarınız, kabileniz, elde ettiğiniz mallar, iflâs etmesinden korktuğunuz ticaret, hoşlandığınız evler ve meskenler, size Allah ve Rasûlünden ve Allah yolunda çalışmaktan daha sevimli ise, artık Allah’tan gelecek emri bekleyin. Allah böylesi günahkâr topluluğa hidayet nasip etmez.” 9 (Tevbe) / 24

İnsanlığı daima en doğru yola çağıran Hz. Peygamber’i örnek edinmemenin uhrevi neticesini de ortaya koyan Kur’an’ın bu uyarısı dikkat çekicidir: “O gün zalim, ellerini ısırıp diyecek ki; keşki ben de O Peygamberle aynı yola girseydim! Vay başına gelenler! Keşke falancayı dost edinmeseydim, onu örnek almasaydım.” 25 (Furkan) /27-28

O halde Sevgili Peygamberimiz’i iyi tanıyalım. O’nun hayatını, örnek yaşayışını, üstün ahlâkını, güzel öğütlerini anlatan kitapları alıp okuyalım. Çocuklarımıza küçük yaştan itibaren Peygamberimizi öğretelim. Onların temiz kalplerine Allah ve Peygamber sevgisi yerleştirelim.

Muhterem Kardeşlerim,

Peygamberimizin örnek hayatı ve hadis-i şerifleri bizlere ve âhiret saadetinin yolunu göstermektedir. Batı Trakya Müslüman Türk Azınlığı’nın Hz. Peygamberin örnek hayatını öğrenmeye ve yaşamaya ihtiyacı vardır. Birlik ve beraberlik ruhu içinde kardeşlik, barış ve karşımızdakine saygı, sevgi göstermek bizler için mutluluk kaynağıdır.

Değerli Kardeşlerim,

Allah’u Teâla Kur’an-ı Kerim’de şöyle buyurmaktadır:

“ Ne Yahudiler ne de Hristiyanlar, sen onların dinlerine tâbi olmadıkça asla senden razı olmazlar. Sen, de ki: "Allah’ın hidâyet yolu olan İslâm, doğru yolun ta kendisidir." Sana gelen bunca ilimden sonra onların heva ve heveslerine uyacak olursan, Allah’a karşı hiçbir koruyucu ve yardımcı bulamazsın.” (Bakara suresi 120)

Bu âyet-i Kerimeye göre; Yahudi ve Hristiyanlar, Allah Bir’dir, Muhammed Hak Peygamberidir diyenleri sevmeyeceklerini ve onlardan razı olmayacaklarını beyan etmektedir. Müslümanları sevebilmelerinin tek yolu vardır o da Tek Allah inancına ve Rasûlüne inanmayarak onların bozulmuş din ve düşüncelerine uymaktır. Yani stavrozu takıp Ahmet ve Fatma yerine, Corç ve Mariyana olmaktır. İman nuru yerine karanlıkları tercih etmektir. Ayette Cenâb-ı Hak ayrıca bizleri kendileri gibi görene kadar da bizimle devamlı uğraşacaklarını ve her zaman baskı uygulayacaklarını ifade etmektedir. Bu konuda inananların nasıl bir tavır takınması gerektiğini de dile getirmekte ve onların heva ve heveslerine asla uymamalarını emretmektedir.

Son günlerde çok konuşulan ve mecliste hararetli tartışmalara yol açan “ierodidaskali” (din öğreticileri) yasası oy toplamak maksadıyla azınlığa sorulmadan azınlığa rağmen onaylandı.

Batı Trakya Müslüman Türk Azınlığı’nın kangren olmuş bir çok sorunu varken, yeni bir soruna daha yol açmaya gerek yoktu. Papazları devlet ödemezken, hocaları ödeme sevdası nereden çıktı merak etmemek elde değil.!

Bu yasada bilinmesi ve dikkat edilmesi gereken önemli hususlar vardır:

1- Batı Trakya Müslüman Türk Azınlığının camileri ve imamları azınlığın idaresinde kalmalı. Yoksa ilerde parayı veren çalar düdüğü misali, aynen okullarda oynanan oyunlar gibi camilerimizi Hristiyanların kontrolüne veririz ve böylece de dini değerlerimizi kendi elimizle yok ederiz.
2- Papazları ödemeyen devlet, imamları ödemeye kalkarsa yarın camilerimizde Kur’an okumayı bilen, hatta Arapça bilen -ki Mısır’da çok Yunanlı yaşar- Müslüman olmayan adamlar gelecek ve bize namaz kıldırmaya kalkacaklardır.
3- Bu yasayla çocuklarımıza Kur’an Kurslarında öğretilen dinimizin de yok edilmesi hedefleniyor.

Sevgili Kardeşlerim,

Oynanan oyun yüz sene sonrası için oynanmaktadır. Tarihte Haçlı seferleri İslâm’ın nurunu söndürmek için yapılmıştır. Şunu unutmayalım ki, Haçlı seferleri bitmemiştir. Hedef; ezanların dinmesi, camilerin yıkılması ve bu topraklarda Hristiyan düşüncesine sahip sözde Müslümanların yetişmesidir.

Afganistan’da, Filistin’de, Irak’ta, Mali’de öldürülen Müslümanlar “Lâ ilâhe ilallah” için ölüyor. Bizler rahat içinde oturup kriz var diyerek ezanların okunması, camilerin açık kalması için verdiğimiz parayı konu ederek Haçlı zihniyetinin oyununa gelmemeliyiz. Birlik ve beraberlik için mücedele etmeliyiz. Kendi imkânlarımızla ödediğimiz ımamların arkasında namazlarımızı kılmalıyız. Ne Hristiyan, ne Yahudi ne de bir papaz bizler için hangi imamın ehil olduğunu bilemez. Cennete gitmek, Allah’ın rızasını kazanmak istiyorsak bunlara dikket etmeliyiz. Aksi taktirde evlâtlar dinsiz, camiler Müslümansız, minareler ezansız kalır sorumlusu biz oluruz. Akibeti ise, hem bu dünyada sefalet, hem ahirette ebedi hüsrandır.

Bu vesileyle Mevlid Kandilinizi tebrik eder, bu kutlu doğum gecesi olan Mevlid Kandili hepimiz için hayırlara vesile olmasını Cenâb-ı Hak’tan niyâz ederim.

İskeçe Müftüsü
Ahmet METE