23-09-2023
Değerli
Müslüman Türk Kardeşlerim,
Salı’yı
Çarşamba’ya bağlayan gece, Rebîü’l-evvel ayının on ikinci gecesi olup Mevlid
Gecesidir. Bu gece Âlemlere rahmet olarak gönderilen Peygamber Efendimiz Hz.
Muhammed Mustafa (s.a.s)’in dünyayı teşriflerinin yıl dönümüdür. Bizleri bir
kez daha Mevlid Gecesi’ne ulaştıran Yüce Rabbimize sonsuz hamd ve sena olsun.
Ümmeti olma bahtiyarlığına erdiğimiz Sevgili Peygamberimize, âline ve ashabına
salât ve selam olsun. Mevlid Gecemiz mübarek olsun.
Peygamber Efendimiz Hz. Muhammed
(s.a.s.)’in doğduğu gece, insanlığın kurtuluşu için çok hayırlı ve mübarek bir
başlangıçtır. O gecenin sabahı gerçekten de feyizli bir sabahtı. İnsanlık için
yepyeni bir gün doğmuş, aydınlık bir devir açılmıştı. Bir fazilet güneşi ve
hidâyet meşalesi olan sevgili peygamberimizin gönderilişi, Yüce Allah’ın bütün
insanlara en büyük nimetlerinden birisidir. Bu hususta Kur’an-ı Kerim’de şöyle
buyurulmuştur:
“Andolsun ki içlerinden, kendilerine
Allah’ın âyetlerini okuyan, (kötülüklerden ve inkârdan) kendilerini temizleyen,
kendilerine Kitap ve hikmeti öğreten bir Peygamber göndermekle Allah, müminlere
büyük bir lütufta bulunmuştur. Halbuki daha önce onlar apaçık bir
sapıklık içinde idiler.” (Âl-i İmrân,
164)
Allah
Resûlü (s.a.s), kalplerden şefkatin, vicdanlardan merhametin çekildiği bir
dönemde dünyayı teşrif etti. Çoraklaşan yürekler, onun gelişiyle yeşerdi. O,
cahiliye girdabında boğulan insanlığa rehber, ümidini kaybeden gönüllere umut
oldu. İnsanları,
zulmün karanlığından İslam’ın aydınlığına çıkardı.
Aziz
Kardeşlerim,
Hz.
Peygamber (SAV), kameri aylardan Rabiül-evvel ayının on ikinci Pazartesi gecesi
Mekke’de dünyaya gelmiştir. Milâdî takvime göre ise bu, 571 yılı Nisan ayının
yirmisine rastlamaktadır.
Yeryüzünde
önemli gelişmelere sebep olan, insanların gönlüne ferahlık, düşüncelere
berraklık kazandıran bu kutlu doğum, insanlık tarihinin en önemli olaylarından
biridir. Çünkü onun dünyaya geldiği devrede, dünyanın üstünü kalın siyah
bulutlar kaplamıştı.
Yüce
Rabbimiz şöyle buyurmaktadır: “Ey Peygamber! Biz seni bir şahit, bir
müjdeci, bir uyarıcı; Allah’ın izniyle kendi yoluna çağıran bir davetçi ve
aydınlatan bir kandil olarak gönderdik.” (Ahzâb, 33/45-46)
Sevgili
Peygamberimiz (s.a.s), insanlığı bir ve tek olan Allah’a kul olmaya, adalete,
iyiliğe, kardeşliğe ve güzel ahlaka çağırdı. Şirkin karşısında iman ve
istikameti, zulmün karşısında hak ve adaleti, cehaletin karşısında ilim ve
hikmeti, şiddetin karşısında şefkat ve merhameti kuşanmayı insanlığa o öğretti.
Peygamber
Efendimiz (s.a.s) de bu konuda; “Ben güzel ahlâkı tamamlamak için
gönderildim.” (Muvatta, 8) buyurarak, insanlığı karanlıktan
aydınlığa çıkardı, cahiliye döneminin bataklığından saadete; adalet, sevgi ve
kardeşlik dönemine kavuşturdu. Gerçekten biz de güzel ahlâkla yoğrulmuş hayat
tecrübesini tanımaya, O’ndan yararlanmaya her zaman olduğu gibi bugün de çok
muhtacız.
Böylesine
yüce ve üstün ahlâklı bir peygamberin ümmetiyiz. Kur’an-ı Kerim’de:
“Allah’ın
rasûlünde, sizin için en güzel örnek vardır.” (Ahzap, 21.)
“Şüphesiz
sen, büyük bir ahlâka sahipsindir.” (Kalem, 4.)
buyurulmaktadır.
Muhterem
Kardeşlerim,
Peygamberimiz
(s.a.s.) hayatın her safhasında örnek alınacak model bir şahsiyet olduğunu
unutmayalım. Çünkü O, hayatı bütünüyle mükemmel bir şekilde yaşamıştır. Çünkü
O, Kur’an-ı Kerim’i tam anlamıyla pratik hayata geçirmiş olup, hayatı Kur’an
ahlâkıydı. Bu nedenle çağımızda insanlığın düştüğü ruhi bunalımlardan, manevi
hastalıklardan, zulüm ve haksızlıklardan, savaşlardan kurtulmak, insanca bir hayata; huzura, sevgiye,
kardeşliğe, dünya barışına kavuşmak için O’nun sünnetini yaşamaya, örnek
yaşantısını hayata hakim kılmaya muhtacız. Bunun yolu da O’nu tanımak ve
canımızdan bile çok sevmektir.
O halde;
Mevlid-i Nebi’yi büyük bir fırsat bilerek, hayatımızı yeniden gözden geçirelim.
Peygamberimiz (s.a.s)’in insanlığa hayat veren ilkelerini, yuvalarımızda,
işyerlerimizde, çevremizde ve insani ilişkilerimizde hâkim kılmanın gayretinde
olalım. Olalım ki, dünyamız huzurla dolsun, ahiretimiz cennet olsun.
Sevgili
Kardeşlerim,
Bildiğiniz
üzere geçen hafta 5 gün boyunca İskeçe Azınlık Ortaokulu ve Lisesi’nde
vardiyalı eğitim dayatmasına karşı, ayrıca sağlıklı bir okul binasına kavuşmak
için çocuklarımızın derslere girmeme eylemlerine İskeçe Müftülüğü olarak bütün
din görevlilerimizle en güzel desteğimizi verdik ve bundan böyle de desteğe
devam edeceğiz. Maalesef yetkililerden haklı taleplerimize hala olumlu bir
cevap verilmedi. Bu sebepten dolayı haklı taleplerimize olumlu cevap alana kadar
7’den 70’e hep birlikte mücadelemizi daha güçlü bir şekilde sürdürmeye devam
edeceğiz.
Son verirken; Peygamberimizin veladetini
tebrik eder, Yüce Mevlâ’dan onun gibi bir ömür geçirmeyi ve böylece iki cihanda
da huzurlu olmayı niyaz ederim.
Mustafa TRAMPA
İskeçe Müftüsü