10-02-2025
Muhterem Müslüman Türk Kardeşlerim,
Üç aylar denen ve inananlar için nice mükâfatların
bolca bahşedildiği bir zaman diliminin ortasında, Şaban ayında bulunmanın
sevinci içerisindeyiz. Bu mübarek ayın ortasında bulunan rahmeti sonsuz,
affı sınırsız olan Berat Kandili’ne
bizi kavuşturan Yüce Rabbimize hamdolsun. 13 Şubat Perşembe akşamı
ihya edeceğimiz Berat Gecesi; onbir ayın sultanı olan mübarek Ramazan Ayının da
müjdecisidir.
Berat; borçtan, hastalıktan, suç ve cezadan berat
etme, kurtulma, günahlardan arınma, temize çıkma, ilâhî af ve rahmete nail olma
anlamlarına gelir. Berat gecesi
de diğer gecelerimiz gibi her birimiz için birer tefekkür, tezekkür ve
yenilenme gecesidir.
Berat; kırılan kalpleri onarma, dargınlık
duvarlarını yıkma, kin, nefret ve intikam duygularını aşma gecesidir. Yüce
Yaradan’ın affına erebilmek için yaratılanı affetme gecesidir.
Berat; bizlere her türlü şer, kötülük, zulüm,
haksızlık ve adaletsizlikten beri olmayı, onlardan uzak kalmayı öğretir. Berat
gecesi, Müslümanlarca kutsal sayılan, rahmet ve mağfiret gecesi, mü’minlerin
dualarının kabul, günahlarının af olduğu bir zaman dilimidir.
Hz. Peygamber şöyle buyurur:
“Şaban ayının 15. gecesini ibadetle geçirin,
gündüzünde de oruç tutun. Çünkü Yüce Allah, bu gece dünya semasına rahmetiyle
tecelli eder ve ’Yok mu tövbe eden, tövbesini kabul edeyim! Yok mu rızık
isteyen, rızık vereyim! Yok mu şifa isteyen, şifa vereyim!.. Yok mu başka
isteği olan ona da istediğini vereyim” (İbn Mâce, Sünen,
"İkâmetü’s-salât", 191.)
Değerli Kardeşlerim,
Dünyada beratımızı almadan ahiretteki beraatımıza
ulaşamayacağız. Dünyada yaşarken beratımızı gerçekleştirecek amellerimizi
hayatımıza aktarmadan ahirette beraatımızı alıp cennete ulaşamayacağız. İman
etmeden cennete giremeyeceğiz. Birbirimizi sevmeden iman etmiş olamayacağız. Birbirimizi
sevmek için ise birbirimize selam vermemiz gerekiyor. Birbirimize selam
verelim, ilişkimizi kesmeyelim. İlişkimizi kesmek isteyenlere fırsat
vermeyelim. Bugün kardeşlik günüdür. Biz
birbirimizi gerçek anlamda sevmeden beraatımızı gerçekleştiremeyeceğiz. O halde
birbirimizi seveceğiz. Bu imanımızın bir gereğidir. Beraatımızı elde
etmek istiyorsak Efendimizi dinleyelim. Âlemlere rahmet olarak gönderilen
Peygamberimiz şöyle buyuruyor:
“Siz, iman etmedikçe cennete giremezsiniz;
birbirinizi sevmedikçe de iman etmiş olamazsınız. Yaptığınız zaman birbirinizi
seveceğiniz bir şey söyleyeyim mi? Aranızda selâmı yayınız.” (Riyazü’s-Salihin, Hadis No: 849)
Ahiret hayatının ebedi olduğunu hatırlarsak eğer bu
gecelere daha bir ehemmiyet vereceğiz. Bu dünyadan ayrıldıktan sonra bir daha
dönüş yok. Ne kadar ah etsek de, ne kadar üzülsek de ve ne kadar pişman olsak
da bu hayata veda ettikten sonra dönüşümüz yoktur. Bu sebeple Berat gecesinde
gerçek beraatımızı gerçekleştirmek için ahiret hayatını –hayatımızın hiçbir
zamanında unutmayacağımız gibi- bu gece de unutmayalım. Küçük hesapların
peşine, geçici dünyanın aldatıcı sevgilerine takılmayalım. Sevgili
Peygamberimizin bir hadis-i şerifini sizlerle paylaşmak isterim.
“Akıllı kişi, nefsine hâkim olan ve ölüm sonrası
için çalışandır. Aciz kişi de, nefsini duygularına tâbi kılan ve Allah’tan
dileklerde bulunup duran, bunu yeterli görendir”
Bu gecede
Tövbe ve istiğfarda bulunalım. Çünkü bu gecede Rabbimizin Efendimiz vasıtasıyla bizlere müjdesi
vardır. Bu müjdeden yararlanmak için günahlarımıza, isyanlarımıza ve
hatalarımıza tövbe edelim, bağışlanma dileyelim. Çünkü Yüce Allah tövbe edenin
tövbesini kabul etmektedir. Hud süresi 3. ayette şöyle buyruluyor:
“Rabbinizden
bağışlanma dileyin, sonra da O’na tövbe edin ki sizi belirlenmiş bir süreye
(ömrünüzün sonuna) kadar güzel bir şekilde yararlandırsın ve her fazilet
sahibine faziletinin karşılığını versin. Eğer yüz çevirirseniz, ben sizin
adınıza büyük bir günün azabından korkuyorum”
Aziz Kardeşlerim,
Berat Kandili vesilesiyle sizlere
bir hatırlatmada bulunmak istiyorum. Batı Trakya Müslüman Türk Toplumunun
geleceğini emanet edeceğimiz nesilleri oluşturmanın yanında, her biri tek tek
ailelerin mutluluk ve huzur kaynağı olan çocuklarımıza karşı yerine getirmemiz
gereken görevlerimiz de vardır. Bu görevlerin başında geleni ise; her şeyden
önce çocuklarımızı bedenen ve ruhen sağlıklı olarak yetiştirip topluma
katılmalarını sağlamaktır. Bu noktada anne ve babalara tertemiz bir emanet olan
çocukların fıtratlarındaki potansiyelin olumlu yönde gelişebilmesi için gerekli
ortamı sağlamak, ilk başta ebeveynin sorumluluklarıdır. Bu da çocuklarımızı
kendi okullarımızda okutmakla başlıyor.
Çünkü geleceğimiz; çocuklarımızın alacağı eğitime, terbiyeye ve göreceği
kültüre bağlıdır. Küçük hesaplar peşinde koşarak çocuklarımızı azınlık
okullarından almanın, telafisi mümkün olmayan kayıplara gitmemize neden
olacağını unutmayalım. O halde geliniz, azınlık okullarını tercih edelim.
Burada çocuklarımızın alacakları eğitimin yanında, aynı zamanda kendi dilimiz
ve kendi kültürümüzle de onları yetiştirelim. Çocuklarımızı bizden kopararak
daha iyi eğitim alacakları iddiası ile Azınlık okullarımızı karalama
kampanyalarına kulak asmayalım. Yarın öbürgün çocuğumuz dinimizden,
kültürümüzden yabancılaşmış olarak karşımıza çıktığı zaman çok geç olacaktır. O
zaman dövünmenin ve pişmanlığın faydası olmayacaktır. Allah muhafaza öyle bir
durumla karşılaşmamak için, çocuklarımıza sahip çıkalım. Şöyle etrafınıza bir bakın;
azınlık okullarımızda okuyup yetişen nice meslek sahibi ve başarılı insanımızın
olduğunu göreceksiniz. Anne – babalar, veliler olarak ciddi bir sorumluluk
taşıdığımızı ve Rabbimizin bize en güzel emaneti olan çocuklarımız hakkında
mahşer gününde hesap vermek zorunda olacağımızı hiçbir zaman unutmayalım.
Bu vesileyle Mübarek Berat Kandilinizi kutlar, Batı
Trakya Müslüman Türk Azınlığı ve Tüm İslam Âlemi için hayırlar getirmesini,
günah yüklerimizden berat etmiş olarak Ramazan-ı Şerife girmeyi Yüce Rabbimden
niyaz ederim.
Mustafa TRAMPA
İskeçe Müftüsü