Saygı Değer Müslüman Türk Kardeşlerim, Allahü Teâlâ’nın bize lütfettiği mübarek Ramazan Ayı’na kavuşmanın büyük sevinç ve heyecanını yaşıyoruz. Ramazan Ayı onbir ayın sultanı olup insanlığı karanlıktan aydınlığa, alçaklıktan yüksekliğe ve delâletten hidayete kavuşturan Kur’an-ı Kerim’in indiği aydır.
Cenâb-ı Hak Kur’an-ı Kerim’de şöyle buyurmaktadır:
“Ramazan ayı ki insanları kurtuluş yolana götüren, doğruyu yanlıştan ayıran Kur’an’ın indiği aydır. Onun için sizden her kim bu aya erişirse oruç tutsun.” (Bakara, 185)
Peygamberimiz “sallallahü aleyhi ve sellem” Ramazan ayının faziletine dair şöyle buyurmaktadır:
“İşte bereket ayı olan Ramazan geldi. Artık Allah’ın rahmeti sizi kuşatır. O ay, yeryüzüne bol bol rahmet iner. Günahlar affedilir. Dualar kabul olunur. Allah sizin iyilik ve ibadette yarışmanıza bakar da, bununla meleklerine karşı iftihar eder. Öyle ise kulluğunuzla kendinizi Allah’a sevdirin. Asıl bedbaht olan da, bu ayda Allah’ın rahmetinden nasibini alamayandır.
Üzerinize öyle büyük bir ay gölge vermek üzeredir ki, bu aydaki bir gece “Kadir Gecesi”, bin aydan daha hayırlıdır. Allahü Tealâ, bu ayda; her gün oruç tutulmasını emretti. Bu ayda, geceleri terâvih namazı kılmak da sünnettir. Bu ayda, Allah için ufak bir iyilik yapmak, başka aylarda, farz yapmak gibidir. Bu ayda, bir farzı yapmak, başka ayda 70 farz yapmak gibidir. Bu ay, sabır ayıdır. Sabredenin gideceği yer Cennettir. Bu ay, iyi geçinme ayıdır. Bu ayda müminlerin rızkı artar. Bir kimse bu ayda bir oruçluya iftar verirse, günahları affolur. Hak Teâlâ, onu Cehennem ateşinden azat eder. O oruçlunun sevabı kadar, ona sevap verilir.” Eshâb-ı Kirâm, “Yâ Resûlallah! Her birimiz, bir oruçluya iftar verecek, onu doyuracak kadar zengin değiliz.” deyince, Peygamberimiz “sallallahü aleyhi ve sellem” buyurdu ki: “Bir hurma ile iftar verene de, yalnız su ile oruç açtırana da, biraz süt ikram edene de, bu sevap verilecektir. Bu ay öyle bir aydır ki, ilk günleri rahmet, ortası af ve mağfiret ve sonu Cehennemden azat olmaktır. Bu ayda, emri altında olanların vazifesini hafifletenleri, Allahü Teâlâ affedip, Cehennem ateşinden kurtarır.
Bu ayda 4 şeyi çok yapınız! Bunun ikisini Allahü Tealâ çok sever. Bunlar, kelime-i şehâdet söylemek ve istiğfar etmektir. İkisini de zaten her zaman yapmanız lâzımdır. Bunlar da Allahü Tealâdan Cenneti istemek ve Cehennem ateşinden O’na sığınmaktır. Bu ayda, bir oruçluya su veren bir kimse, kıyâmet günü susuz kalmayacaktır.”
Değerli Kardeşlerim, Mübarek Ramazan Ayı; tutulan oruçlarla, kılınan teravih namazlarıyla, sahurdaki güzellikleriyle, mukabelelerde okunan Kur’an-ı Kerîm tilavetleriyle, hatimleriyle, vaazlarla, sahurdan evvel kalkıp kılınan teheccüd namazlarıyla, iftar anının heyecanıyla, Kadir gecesindeki manevi coşkusuyla, hayır ve hasenatıyla, fitre ve zêkatıyla, bayram sabahı neşesiyle yaşadığımız bir ömrün hasat vaktidir.
Bu mübarek ay, gönüllerin yumuşadığı, şeytanların zincirlendiği, nefislerin kırıldığı ve insanların insanî duygularının en yükseğe çıktığı bir aydır. Hz. Peygamber bir hadis-i şeriflerinde şöyle buyurmakatdır:
“Eğer kullar Ramazan ayındaki üstünlükleri bilselerdi bütün senenin Ramazan olmasını isterlerdi.”
Öyleyse Sevgili Kardeşlerim, Gelin Bu mübarek Ramazan ayının manevi coşkusunu hep beraber yaşayalım ve yaşatalım. Büyüklerimizi hoşnut edip ziyaret edelim. Sohbetlerine katılalım, hem tecrüblerinden istifade edelim hem de onların yalnız olmadıklarını hissettirelim. Küçükleri sevelim ve sevindirelim. Anne-babalarımızın ellerini öpelim. Birlik ve beraberlik içinde teravihlerimizi kılalım, oruçlarımızı tutalım ve en önemlisi kulluğumuzu kuvvetlenidirelim.
Hayatın aldatıcı olduğunu unutmadan bu güzel fırsatları iyi değerlendirelim. Bayram sabahına Ramazan içinde yaptığımız ibadetlerin çokluğu ve Rabbimizin bizleri affı ile inşallah kavuşalım.
Bildiğiniz gibi İslâm Dini sevgi, saygı ve hoşgörü dinidir. Cemaate gitmek, saf olmak, hac ibadetinde; Kâbe’nin etrafında tavaf etmek, Arafat’ta vakfe yapmak, topluca ibadetlerimizi ifa etmek hep birlik ve dirlik ifadesidir. Ramazan-ı Şerife eriştiğimiz bu günlerde birliğimizi, beraberliğimizi ve kardeşliğimizi pekiştirmek için birbirimizi sevelim, iyiliklerde buluşalım, Allah’a yönelirken tek vücut olalım. Namaz kılarken vucütlarımız safta birleştiği gibi gönüllerimiz de birleşsin.
Aziz Soydaşlarım, Zaman geçiyor, ömrümüz her geçen gün tükeniyor. Dünyadaki ve yaşadığımız ülkemizdeki durumlar hiç de iç açıcı değil. Çıkarlar uğruna insanlar öldürülüyor veya haksızlıklara uğratılıyor. Zenginler aşırı harcamalar yaparken fakirler bir lokma ekmeğe muhtaç ölüyor. İslâm âlemindeki kargaşalar son bulmuyor. Biz Batı Trakya Müslüman Türk’ünün kangren olmuş sorunlarında hiç bir iyileşme olmuyor. Bizleri bu ülkede antlaşmalarla bırakan Anavatanımız Türkiye’de azınlıklara bütün haklar iade ediyor; İstanbul’un en güzel yerlerindeki araziler, yetimhane, okullar veriliyor, yakında Ruhban okulunun yeniden açılacağı sinyalleri geliyor. Fakat Lozan Antlaşmasında mütekabiliyet esasına dayalı bırakılan Batı Trakya Müslüman Türkün sorunları aynen olduğu gibi duruyor, çözülmediği gibi daha da kötüye gidiyor. Devlet, okullarımızda istediği gibi hareket ediyor istediği gibi keyfi uygulamaları sürdürüyor, Türkiye’den öğretmen çok az hariç getirilemiyor, çeyrek asırdır devam eden müftülük sorununa çözüm getirilmiyor, Vakıf mallarımız Lozan Antlaşmasına göre işletilemiyor, zaten çoğu da talan edilmiş durumda. Milli kimliğimiz olan Türklüğümüz inkâr ediliyor.
Değerli Soydaşlarım, Yunanistan’da yeni bir hükümet kuruldu ve ben bu hükümetten bu sorunlara çözüm getirmesini bekliyorum. Yıllarca çözüm bekleyen bu sorunlarla ülkemiz bir faydasını görmedi. Aksine son seçimler, azınlık insanımız büyük partilere güvenmediğini göstermiştir. Bu nedenledir ki bu koalisyon hükümetinin azınlığımızı tatmin edecek çalışmalar yapmasını istiyor ve bekliyoruz. Devletimiz bir kirz döneminden geçmektedir. Benim âcizane tavsiyem, krizin atlatılması için elimizden gelen imkânlarla üretime katkıda bulunmak ve sabırlı olmaktır. Allah’u Teâlâ insanları kıtlıkla, doğal afetlerle dener, imtihana tabi tutar. Bizlere yakışan sabırlı olup rızkı aramaktır. Vermek ise Alla’ın elindedir.
Bu duygu ve düşüncelerle hepinizin Ramazan ayını, Kadir gecesini ve ardından Ramazan Bayramını tebrik eder, Cenâb-ı Hak’tan sağlık huzur ve bereketli bir ömür niyaz ederim. Allah bizi daha nice Ramazanlara, Bayramlara eriştirsin.
Biz İskeçe Müftülüğü olarak tüm siz kardeşlerimizin Ramazan-ı Şeriflerinizi tebrik ediyor, Cenâb-ı Hak’tan bütün İslâm Âlemine ve Batı Trakya Müslüman Türk Azınlığı’na hayırlara vesile olmasını niyâz ederim.
Ahmet METE
İskeçe Müftüsü |