İskeçe Müftülüğü Logosu
BATI TRAKYA TÜRK AZINLIĞI
İskeçe Müftülüğü

RAMAZAN AYINA GİRERKEN

09-07-2013

RAMAZAN AYINA GİRERKEN

 

Muhterem Müslüman Türk Kardeşlerim,
Başı rahmet, ortası mağfiret, sonu cehennemden âzad olarak vasıflandırılan, Mübarek Ramazan Ayı’na bizleri kavuşturan Rabbimize hamdü senalar olsun. Bu vesileyle siz değerli kardeşlerimizin Ramazan Ayını tebrik eder, hayırlar getirmesini Cenâb-ı Hak’tan niyaz ederim.

İlkbahar yazın müjdecisidir. Yazın elde etmek istediğimiz ürünlerin hazırlığı ilkbahardan başlar. Tarlaların hazırlanması, tohumların toprakla buluşması böyle bir mevsimde meydana gelmektedir.

Ramazan Ayı’nın da müjdecisi Recep ve Şaban aylarıdır. Yine bu aylar içinde bulunan kandillerdir. Bu sebepledir ki, iki cihan serveri sevgili Peygamberimiz Hz. Muhammed (s.a.s.) hazretleri; “Allah’ım, Recep ve Şaban aylarını bizlere mübarek kıl ve bizleri Ramazan Ayı’na ulaştır.” diye buyurmuştur.

Ramazan Ayı ümmetinin ayıdır. Bu mübarek ay; bağışlanma, temizlenme, yenilenme, insanlığımıza tekrar tekrar kavuşma ayıdır. Zaten dünya kurulalı beri gelen kitaplar, Peygamberler, yapılan mücadeleler hep insanın insan olabilme veya insanlığını koruyabilmesi için değil midir?

İnsan olmak, güneş olmaktır. İnsan olmak mahlükatın en şereflisi olmaktır. İnsan olmak, insanlığı, insanları sevmektir. İnsan olmak; hürmetkâr olmak, sevecen olmak, yardımsever olmak, affedebilen olmaktır. İnsan olmak, Allah’ın kulu olmaktır. Şerefini elde tutmak için hakkı hak görüp, batılı da batıl bilmek ve bu uğurda mücadeleci olmaktır.

İşte Ramazan ayı, zedelenen, kokuşan insanlığın tekrar elde edilmesi için insanlık onurunun unutulmaması için ve insanın kendisini bulması için gelen mü’minlerin ayıdır.

Sevgili Kardeşlerim,
Üç aylar mevsiminde özellikle Ramazan’da kendimizi bulmak için gayret edelim. Sevelim, sevilelim, muhtaçlara acıyalım, fakirlere yardım edelim, dargınları barıştıralım, dargınsak barışalım, anne-babaları hoşnut edelim, evlâtlarımızı oruca, teravihlere alılştıralım. Ama en önemlisi kendimize çekidüzen verelim. Allah’la, kullarla ve kendimizle olan ilişkilerimizi gözden geçirelim. Ölmeden önce ölüm ve sonrası için kendimizi hesaba çekelim. Son olarak da şunu ifade etmek isterim.

Dünya bir kazan gibi kaynamaktadır. Maalesef savaşlar eksik olmuyor, her geçen gün akıtılan kanlar artmaktadır. Batı Trakya Müslüman Türk Azınlığı’nın çilesi de bitmek bilmiyor. Batı Trakya Müslüman Türk Azınlığı insanı, bir türlü çözülmeyen sorunlarla yaşamayı öğrenmiştir. Sabır ve metanetle demokratik yolları kullanarak sorunlara çare aramaya devam etmektedir. Lâkin yılmamalı ve mücadeleye devam etmelidir. Bu mücadele çalışmalarının ilk şartı bir olmak, beraber olmak parçalanmamaktır. Her zaman içimizden maşalar olmuş ve bundan sonra da olacaktır. Aldırış etmeyerek birlik ve beraberlik içinde verdiğimiz mücadeleye devam edeceğiz. Allah’ın izni ve inayetiyle sonunda verdiğimiz mücadelenin semeresini mutlaka göreceğiz.

Şeytanın cinnî olanı olduğu gibi, insanlardan olanı da vardır. Mukaddesata saldırıldığında biliniz ki o saldıran şeytanın ta kendisidir.

Son zamanlarda camilerimize bir operasyon düşünülmüş ve camilerimiz hedef tahtası durumuna getirilmek istenmiştir.

Cami inşaat ve tamirat izinleri verilmezken, minare uzunluğuna kısıtlamalar getirilirken, minareye müsaade edilmezken ve bizler bunların mücadelesiyle uğraşırken şimdi de devlet memuru imamlar sorunu ortaya çıktı.

Yunan devlet yetkilileri bizleri o kadar sevmeye başladı ki, katı ortodoks olan bu kişiler kiliselere memur papaz yasası çıkaramazken ve birçok kilise kapalı iken bizlere imamlar yasası adı altında kadrolu imam vermek için uğraşmaktadır.

Sevgili Kardeşlerim,
Hedef Müslümanlığın ta kendisidir. Dini değerlerimizden koparmaktır. Dinden yoksun toplum ortaya çıkınca o toplumdaki insanları istediğiniz tarafa çekebilme imkânını yakalamış olursunuz. Kısacası, hedef önce İslâm sonra Türklüktür.

Camilerimize devlet memuru imamlar gelirse, bir müddet sonra hutbeler yunanca okunacak, vaazlar yunanca verilecek, cenazeler yunanca kaldırılacaktır. Bir müddet sonra da sünnetsiz sözde imamlar gelerek camilerimize yerleşecektir.

Uyanık olalım! Dinimize sahip çıkalım! Senede bir defa ödediğiniz imam hakkı ile camilerimizdeki imamın sizden olmasını ve idaresinin de sizin kontrolünüzde olmasını sağlamış olursunuz. Bu bizim en doğal hakkımızdır. Bu hakkı kendi elimizle kaçırırsak vabali büyük olacaktır. İmam hakkı Allah için verilen bir paradır. Bunu kıskanır, çekinir de vermezsek bizlere bu kadar nimeti veren Allah’a karşı nankörlük etmiş oluruz. Böylece hem kendimizi ve hem de çocuklarımızın geleceğini mahfetmiş oluruz. Bu tutumumuzla kendi elimizle ezanları susturmuş, camileri kapatmış oluruz. Bir toplumun felaketi de budur. Allah muhafaza...

Sevgili Kardeşlerim,
Ramazan Ayı’nız cümlenize mübarek olsun. Bu mübarek ay hepimize hayırlara, kurtuluşumuza, uyanmamıza, birlik ve dirlik içinde kardeşler olmamıza vesile olsun. Hepiniz ve hepimiz için Rabbu’l âleminden güzellikler ve ebedi saadetler niyaz ederim.
Allah’a emanet olun.

İskeçe Müftüsü
Ahmet METE