T.C. Cumhurbaşkanı
Recep Tayyip Erdoğan’ın talimatları doğrultusunda Diyanet İşleri Başkanlığı
tarafından, İslam ülkeleri ve toplumlarının Diyanet İşleri Bakanları, Batı Trakya İskeçe Müftümüz Ahmet Mete ile Gümülcine Müftüsü İbrahim Şerif’le “Mescid-i Aksa ve Kudüs” gündemiyle çevrimiçi
düzenlenen ‘Acil Kudüs Toplantısı’ sonuç bildirgesinin okunmasıyla sona erdi.
Acil Kudüs Toplantısı’nın Cumhurbaşkanı Recep
Tayyip Erdoğan’ın talimatları ve himayeleriyle gerçekleştirildiğini ifade eden Diyanet İşleri Başkanı Prof. Dr. Ali Erbaş’ın kamuoyu ile paylaştığı sonuç bildirgesinde şu maddeler yer
alıyor:
- Kudüs insanlığın en köklü mirasına
şahitlik eden, peygamberlerin aziz hatırasını taşıyan ve Allah’ın
yeryüzünde tevhide adadığı Mescid-i Aksa’yı kalbinde bulunduran bir İslam
beldesidir.
- İslam’ın ilk kıblesi olan Kudüs, 13 asır
boyunca Müslümanların hakimiyeti altında farklı ırkların, dillerin,
inançların bir arada yaşadığı barış şehri ve selam yurdu olmuştur. Ancak
son asır boyunca terör devletinin işgalci politikalarıyla huzurun şehri
Kudüs, acı ve gözyaşı diyarı haline gelmiştir.
- Uluslararası hukuku, ahlakı, kutsal
değerleri hiçe sayan azgın ve zorba bir topluluk, Kudüs’ün diğer dinler
için kutsiyetini ve insanlık için değerini de ihlal etmektedir.
Müslümanların Kudüs’e giriş ve çıkışlarını engellemekte, Mescid-i Aksa ve
Kubbetü’s Sahra başta olmak üzere halkın mabetlerinde ibadet etme
hürriyetlerini engellemektedir. Özellikle son yıllarda bilinçli bir
yıldırma politikası uygulamaktadır.
- İşgalciler tarafından mabet masuniyeti
sürekli ihlal edilmekte ve mübarek Ramazan Ayı’nda Mescid’de ibadet eden
Müslümanlara tüm dünyanın gözü önünde silahlarla müdahale edilmektedir. Bu
insanlık dışı tutumu şiddetle lanetliyoruz, telin ediyoruz, kınıyoruz.
- Kudüs’te Müslümanların asırlardır
yaşadıkları toprakları gasp etme girişimi ve Filistin Halkının zorla
evlerinden çıkarılması, tehcire zorlaması bir insanlık suçudur ve asla
kabul edilemez. Terör devleti İsrail bu tutumuyla bu coğrafyada barış ve
huzurun önündeki en büyük engeldir.
- Unutulmamalıdır ki Dünya barışının yolu Ortadoğu’dan,
Ortadoğu barışının yolu ise Kudüs’ten geçmektedir. Kudüs’e barış ise
işgalin bir an önce durdurulması ve Müslümanların şehirle olan dini,
tarihi ve sosyo-kültürel bağlarının yeniden tesis edilmesiyle mümkün
olacaktır. Bu haliyle İşgalci İsrail’in Kudüs’e yönelik saldırıları dünya
barışı önündeki en büyük engeldir.
- Bazı ülkelerin büyükelçiliklerini Kudüs’e
taşıması terör devletini şımartan vahim bir karardır. Söz konusu ülkeler
bu yaklaşımdan derhal vazgeçmelidir.
- Kudüs meselesi sadece Filistinlilerin
değil tüm İslam aleminin ortak meselesidir. İşgalciler, Müslümanların
dağınıklığından cesaret bulmaktadır. Açıkça ifade etmek isteriz ki, İslam
ümmeti tek yürek olarak Filistin’i ve Mescid-i Aksa’yı her daim ve her
zeminde savunacaktır.
- Kudüs Filistin’in ebedi başkentidir ve
hiçbir güç ya da politika bu hakikati değiştiremeyecektir.
- İslam coğrafyasında Kudüs ve Mescid-i Aksa
duyarlılığını canlı ve güçlü tutmak için, Kudüs ziyaretleri teşvik
edilecek ve ortak çalışmalar yapılacaktır. Kudüs davasını tüm dünyaya
duyurmak ve geleceğe taşımak için İslam ülkelerinde Kudüs Araştırma
Merkezlerinin kurulması için işbirliği ile çalışmalar yapılacaktır.
- Kudüs’te adaleti ve hukuku savunmak, aynı
zamanda insaf sahibi Yahudilerin, Hristiyanların, uluslararası toplumun,
tüm insanlığın görevidir. Bu görev ihmal edilirse, sorumluluk sahipleri
Müslümanlar nezdinde samimiyet ve inandırıcılıklarını tamamen
kaybedecektir.
- Müslümanlar her halükârda ahlak ve hukuk
ilkelerine bağlı kalacak ve Kudüs yeniden herkes için huzurun ve barışın
şehri oluncaya kadar mücadeleye devam edilecektir.
Dünya kamuoyuna duyurulur.