17-03-2023
Faziletli Müftümüz Mustafa Trampa ve Müftü Yardımcımız Ahmet Hraloğlu 10 Mart 2023 Cuma günü, 1935
Demircik köyü doğumlu Hafız Mehmet Emin Hocayı İskeçe Aşağı Mahalle’de ikamet ettiği evinde ziyaret ettiler.
Ömrünü dine
hizmetle geçiren Hafız Mehmet Emin Hoca, ilk Kur’an eğitimini Hafız Salih’ten
ve 56 sene hocalık yapan babası Hafız Hasan Tevfik Efendi’den almıştır.
(Hocamızın büyük dedesi Hacı Asım Efendi Osmanlı Devleti zamanında Taşöz
adasında Subaşı imiş.)
Hocamız 10 yaşında
iken kendi köyü olan Demircik’te Ramazan’da mukabele okumuştur. İki yıl sonra
12 yaşında iken 1947’de çeteciler (andartlar) tarafından evleri yakılınca,
Şahin’e göç etmek zorunda kalmışlar. Hocamız çektikleri o acı günlerini yeniden
yaşarcasına heyecanla hislerini kendi ağzından şöyle dile getiriyor:
“ O iç savaş
yıllarında korku dolu anlar yaşıyorduk. 1947’de evlerimiz yakılınca Şahin’e göç
ettik. Yolda giderken, o kadar seviniyorduk, sevinçten hopluyorduk,
kurtuluyoruz diye, çünkü her akşam tarlalarda gürlüklerin içinde saklanarak
yatıyorduk. Bir akşam andartlar baskın
yaptılar, bizim evin de içinde olduğu 9 evi yaktılar, hatta iki kişiyi de şehit
ettiler. Bunun üzerine biz köyden ayrıldık. Bir müddet muhacir olarak Şahin’de
kaldık.”
Devamında hocamız
tahsil hayatından bahsetti. Hocamız ileri yaşına rağmen, hafızası güçlü ve
kendisi de canlı bir şekilde hayat hikayesini anlattı:
“İki sene kadar
Şahin’de kaldıktan sonra, İskeçe’ye yerleştik. Ben tahsilimi Gümülcine
medresesinde devam ettirdim. 1955’te İstanbul’a gittim. İstanbul’da Yeni Cami’de Heybeliada’dan gelen meşhur Kurra Hafız Ahmet Adalı Hocadan talim dersi aldım.
Daha sonra İzmir’e ziyarete gitmiştim. İzmir’de büyük bir camiye girdim.
Müezzin mahfilinde oturdum. Bana müezzinlik yaptırdılar. Daha sonra mevlid
okundu camide, bana da bir aşır okuttular. Oradaki hoca benim okuyuş tarzımdan hemen
hocamın kim olduğunu anladı ve bana; “Seni tanımıyorum ama senin hocan
İstanbul’da Ahmet Adalı Hocadır” dedi.
Daha sonraki
yıllarda meşhur Kurra Hafız Abdurrahman Gürses Hoca ile de kısa zamanda talim
dersi aldım.
1951’de Fıçıllı
köyünde bir sene muallimlik yaptım. Köyde 70 hane vardı. 1952’de Okçular
köyünde Ramazan hocalığı yaptım. O yıllarda bu köyde 80 hane vardı. 1956
yılında Yassıören’de öğretmenliğe başladım. Burada üç yıllık öğretmenliğimden sonra
İskeçe’de Selvili Camii’nde imamlığa başladım. Burada imamlığa başlamadan önce
Ramazanlarda Büyük Davutlu, Yenice, Gümülcine’de Hacı Mustafa Köyde hocalık
yaptım. İmamlıkla beraber, kumaş dükkânı açtım ve imamlık vazifesinin
yanında 35 yıl esnaflık da yaptım.
Ramazanlarda mukabeleyi ezberden okuyorduk. Hiç unutmuyorum, 1983’de Diyanet İşleri Başkanı Tayyar Altı Kulaç o zamanın Müftüsü M. Emin Aga ile beraber ansızın camiye girdiler. Ben tam mukabeleye başlıyordum. Euzü Besmeleyi çektim ezberden mukabelemi okudum. Altıkulaç sonra bana, “senin hocan kim” diye sordu, ben de Adalı Hafız Ahmet’ti diye cevap verdim. “Anladım”, dedi.
Hocamızın sohbeti
uzadıkça uzadı. Müftü Efendi kendisine hediye ettiği “İskeçe’deki Cami ve
Mescitler” kitabıyla çok memnun ve mutlu oldu hocamız.
1991’de Müftülük
olayları patlak verdi. Polis gücüyle hocamızın Selvili camisindeki imamlık
görevi sona erdi. Daha sonra emekli olduğu zamana kadar İskeçe Aşağı Mahalle
(Çınar) Camii’nde Kur’an Kursu vazifesi yaptı. Batı Trakya Müslüman Türk
Azınlığı’na 50 yılı aşkın dolu dolu geçen hizmetinden sonra, 90’a yaklaşmış
yaşına rağmen hala dinç olan hocamız ömrünün geri kalan yıllarını İskeçe Aşağı
Mahallesinde oğlunun yanında huzur içinde geçirmektedir.