04-02-2024
Değerli Müslüman Türk Kardeşlerim!
İçinde bulunduğumuz mübarek üç aylara önem ve anlam kazandıran gecelerden biri de Mi’rac gecesidir. Bu mübarek geceye kavuşmuş olmanın huzur ve sevincini hep birlikte yaşıyoruz. 06 Şubat 2024 Salı gününü Çarşamba gününe bağlayan gece Mi’rac Kandili’dir. Pek çok hikmet, müjde ve hediyelerle dolu olan bu feyizli gecede İsrâ ve Mi’rac mucizeleri meydana gelmiştir. Hicretten yaklaşık bir buçuk yıl önce meydana gelen bu mucizenin iki aşaması vardır. Birinci aşamada Hz. Peygamber (sav) Mescid-i Haram’dan Mescid-i Aksâ’ya götürülmüştür. Bu aşamaya, gece yürüyüşü anlamına gelen İsrâ ismi verilmiştir. Bu mucizenin ilk bölümünü oluşturan İsra mucizesiyle ilgili Yüce Rabbimiz Kur’an-ı Kerim’de şöyle buyurmuştur:
“Kendisine ayetlerimizden bir kısmını gösterelim diye kulunu bir gece Mescid-i Haram’dan, çevresini bereketlendirdiğimiz Mescid-i Aksa’ya götüren Allah’ın şanı ne yücedir. Hiç şüphesiz o, layıkıyla işitendir, hakkıyla bilendir.” (İsrâ, 17/1)
İkinci aşamayı ise Hz. Peygamberin Mescid-i Aksâ’dan meleklerin dahi erişemediği “sidretü’l-münteha” denilen makama yükselişi oluşturur. Mi’rac olarak isimlendirilen bu olay ise hadislerde ayrıntılı bir biçimde anlatılmıştır.
Aziz Kardeşlerim!
Dünya imtihanının bir gereği olarak herkes bir kısım sıkıntılarla karşı karşıya kalır. Bize örnek olması için Peygamber Efendimiz de bir takım sıkıntılarla karşılaşmış, fakat hepsine göğüs germiştir. Bunlardan iki tanesi onu derinden üzmüş ve bu olayların yaşandığı yıla “hüzün yılı” denilmesine neden olmuştur. Peygamberimizin en büyük destekçisi olan eşi Hazret-i Hatice ve onu koruyan amcası Ebu Talib’in kısa süre içerisinde vefat etmesi efendimizi son derece üzmüştür. Peygamberimizin yeni bir umutla gittiği Taif’ten umduğunu bulamaması ve oranın halkı tarafından büyük hakaretlere maruz kalması da onun sabrını zorlayan olaylardan biri olmuştur.
İşte böyle sıkıntılarla dolu bir dönemden sonra Yüce Allah (c.c.) Peygamberini adeta teselli edercesine Mi’rac mucizesi ile onurlandırmıştır. Peygamberimiz (s.a.v)’in, Yüce Allah’ın huzuruna yükseldiği en manalı ve en büyük mucizelerden biri olan Mi’rac, Rasûlullah’ın şahsında insanlığın önüne açılmış sınırsız bir yükseliş ufkudur. Bu yükseliş, İslâm dininin temel direği ve mü’minlere bir Mi’rac hediyesi olarak sunulan namazla gerçekleşir. Onun içindir ki namaz, mü’minin mi’racı olmuştur. Sevgili Peygamberimiz (s.a.v.), Mi’rac’ta nasıl Yüce Mevlâ ile buluştu ise mü’minler olarak bizler de namazlarımızda vasıtasız ve hiçbir aracıya gerek duymadan Rabbimizin huzuruna çıkar, sadece O’na kulluk etme ve sadece O’ndan yardım isteme fırsatı buluruz.
Mi’racın diğer bir hediyesi de, Bakara Suresi’nin son iki ayetidir. “Amenerrasûlü” diye başlayan ve yatsı namazlarından sonra mihrabiye olarak okunan bu mübarek ayetlerle mü’minlerin inançlarındaki sadakatleri ifade edilmektedir.
Mi’racın üçüncü hediyesi ise, Hz. Peygamberin ümmetinden, Allah’a şirk koşmayanların affedileceklerinin va’d edilişidir. Öyleyse geliniz, bize sunulan bu fırsatları önemseyerek bu mübarek gecede hediyelerin en güzeli olan cenneti hak edecek işler yapmaya gayret edelim. “Esfeli safilin” olarak isimlendirilecek insanlar değil, Yüceler Yücesi’ne doğru mesafe kat edecek samimi mü’minler olalım. Mi’rac mucizesinin yaşandığı Filistin topraklarında Müslüman kardeşlerimize reva görülen zulmün sona ermesi için hep birlikte dua edelim. İnsani değerleri bir kenara atmış olan dünyanın yeniden hak, hukuk ve ahlâkla tanışması için mücadele edelim. Çocukların ve masum tüm insanların huzurlu bir şekilde yaşayabileceği bir dünya kuralım. Böylece Mi’rac’tan gelen mutluluğu tüm dünyamıza ulaştıralım.
Bu duygu ve düşüncelerle hepinizin Mi’rac Kandili’ni tebrik ediyor, sağlık ve afiyet içerisinde daha nice kandillere bizi ulaştırması için Yüce Rabbime niyaz ediyorum.