29-05-2013
Gümülcine Seçilmiş Müftüsü İbrahim Şerif ve İskeçe Seçilmiş Müftüsü Ahmet Mete, BTAYTD Üyesi ve BAKEŞ Genel Müdürü Pervin Hayrullah, ABTTF Temsilcileri Melek Kırmacı Arık ve Nabi İbramcık’ın katıldığı konferansta Müslümanlara yönelik ayrımcılık ve hoşgörüsüzlük konusu tartışıldı.
21-22 Mayıs 2013 tarihlerinde Arnavutluk’un başkenti Tiran’da düzenlenen Avrupa Güvenlik ve İşbirliği Teşkilatı (AGİT) Hoşgörü ve Ayrımcılık Yapmama Yüksek Düzeyli Konferansı’na Batı Trakya Türk Azınlığı’nı temsilen Gümülcine Seçilmiş Müftüsü İbrahim Şerif, İskeçe Seçilmiş Müftüsü Ahmet Mete ve Batı Trakya Azınlığı Yüksek Tahsilliler Derneği (BTAYTD) üyesi ve Batı Trakya Azınlığı Kültür ve Eğitim Şirketi Genel Müdürü Pervin Hayrullah ile ABTTF Uluslararası İlişkiler Direktörü Melek Kırmacı Arık ve ABTTF Uluslararası Çalışmalar ve Lobi Grubu Üyesi Nabi İbramcık katıldılar.
Toplantının açış konuşmasını Arnavutluk Başbakanı Sali Berisha yaptı.
Toplantının “Herhangi bir kişiye yönelik ırkçılık yabancı düşmanlığı, saldırgan milliyetçilik dahil hoşgörüsüzlükle mücadele ve ayrımcılık” konulu ilk oturumda konuşan ABTTF temsilcisi Melek Kırmacı Arık, Yunanistan’da göçmenlerin ve Batı Trakya Türk Azınlığı dahil diğer kırılgan grupların aşırı sağın hedefi haline geldiğini söyledi. 6 Mayıs’ta Afgan bir gencin Atina’da kırık bir şişeyle yüzünün parçalandığını söyleyen Kırmacı, aşırı sağcı Altın Şafak Partisi üyelerinin veya destekçilerinin Batı Trakya Türk Azınlığı’na yönelik saldırılarının son dönemde artış gösterdiğini söyledi. Kırmacı Arık’ın konuşmasından sonra yanıt hakkını kullanan Yunan Delegasyonu, Batı Trakya Türk Azınlığı’na yönelik nefret saldırılarının tekil ve bireysel olaylar olduğunu iddia etti, ABTTF’nin Altın Şafak’ın Yunanistan’a seçilmesini izleyen dönemde azınlığın aşırı sağın hedeflerinden biri haline geldiği iddiasının yanlış bir yönlendirmeye yol açtığını belirtti.
Moderatörlüğünü T.C. AGİT Daimi Temsilcisi Büyükelçi Tacan İldem’im yaptığı, “Müslümanlara karşı ayrımcılıkla ve hoşgörüsüzlükle mücadele” konulu 4. Oturumda Gümülcine Seçilmiş Müftüsü İbrahim Şerif, İskeçe Seçilmiş Müftüsü Ahmet Mete ve BTAYTD adına ortak bir konuşma yapan Pervin Hayrullah, Batı Trakya Türk Azınlığı’nın seçtiği müftüleri devletin tanımadığını aksine devletin tek taraflı bir kararla müftüleri atadığını söyledi. Müftülük meselesinin 1990’lı yılların ikinci yarısında uluslararası bir boyut kazandığını, seçilmiş müftülerin, tayinli müftülerin yetkilerini kullandıkları gerekçesiyle Yunan makamlarınca yargılandıktan sonra Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi’ne (AİHM) başvuruda bulunduğunu ve AİHM tarafından ifade özgürlüğü kapsamında haklı bulunduklarını söyleyen Hayrullah, 2013 yılında yapılan ek bir düzenleme ile devletin azınlık okulları dahil camilere Kur’an öğretmek amacı ile imamları atama kararı aldığını belirtti. Bunun yanı sıra Batı Trakya’da tarihî Türk Azınlığın varlığına tahammül edemeyen aşırı milliyetçi, islamophobic ve ırkçı gruplar tarafından Azınlığın kutsal mekanlarına saldırılar düzenlendiğini söyledi. Hayrullah Yunanistan’a Türk Azınlığın anlaşmalarla garanti altına alınmış haklarına saygı duymasını ve azınlığı ilgilendiren konularda Azınlık temsilcileriyle yapıcı bir diyalog içinde karar alınmasını tavsiye etti.
Daha sonra söz alan ABTTF temsilcisi Melek Kırmacı ise Avrupa’da artış gösteren İslamofobi ve çoğu Müslüman olan göçmenler ve sığınmacılara yönelik nefret suçlarında görülen artış eğiliminin Yunanistan için alarm veren bir problem olduğunu dile getirdi. Batı Trakya Türk Azınlığı’na yönelik saldırıların da azınlık içerisinde korku ve endişe yarattığını söyleyen Kırmacı, ABD 2012 Yunanistan Din Özgürlüğü Raporu’nda da ifade edildiği üzere Yunanistan’da pekçok Müslüman karşıtı olay yaşandığını belirterek Mart 2012’de Bektaşî türbesi duvarına “En iyi Türk ölü Türktür” yazıldığını söyledi.
Yanıt hakkını kullanan Yunan Delegasyonu, müftülerin seçimi konusunda Müslüman ülkelerde yerleşik bir kural olmadığını, pek çok yönteme göre müftülerin belirlenebileceğini söyledi, ayrıca, oturumun Türk moderatörüne Türkiye’de müftülerin devlet tarafından atandığını söyledi. Yunanistan, 2013 yılında kabul edilen ek düzenlemenin imamların statüsünde herhangi bir değişikliğe yol açmadığını ve bu durumun devletin din işlerine herhangi bir müdahalesi anlamına gelmediğini iddia etti ve yeni düzenlemeden azınlığın memnun olmamasının nedenini anlayamadıklarını belirtti.
“Nefret suçları dahil siyasi liderliğin rolü ve mevzuat” konulu 6. oturumda tekrar söz alan Pervin Hayrullah, nefret suçlarının kurbanların ırk, din, etnisite, cinsiyet gibi farklılıklarına dayandığını, Yunanistan’da bu konuda 927/1979 ve daha sonra çıkan 3719/2008 sayılı yasaların bulunmasına rağmen Batı Trakya’daki uygulamaların bu yasalar doğrultusunda olmadığını belirtti Türk azınlığın aşırı milliyetçi grupların saldırılarına maruz kalmalarının yanı sıra devlet eliyle ayrımcılığa da uğradığını ifade etti. Hayrullah konuşmasının devamında, Yunan Delegasyonu’nun bir önceki günkü oturumda (4. Oturum) toplantının moderatörü Türk Büyükelçiye “Türkiye’de de müftüler tayin ediliyor” diyerek çok şaşırtıcı ve yanlış bir değerlendirme yaptığını söyledi. Hayrullah, Batı Trakya’da Müslüman Türklerin azınlık olarak yaşadığını, Türkiye’de ise çoğunluğun Müslüman olduğunu, eğer bir kıyaslama yapılması gerekirse bunun Türkiye’deki ortodoks Rumlarla yapılması gerektiğini belirtti ve Türkiye’de patriğin yıllardır süren bir geleneğe göre seçildiğini ekledi. Hayrullah, Şubat ayında tadilatı yapılan 240 imam yasasıyla ilgili Türk Azınlığın olumsuz görüş belirttiğini, fakat yetkililerin bunu dikkate almadığını, hatta oluşturulan komitelere seçilen bir imamın kendinden habersiz bir şekilde bu komiteye seçildiğini ve bu komitede yer almak istemediğini belirten bir açıklama yayınladığını dile getirdi. Hayrullah, Yunanistan’dan nefret suçlarının önlenmesine yönelik etkili adımlar atmasını ve imzalamış olduğu anlaşmaların öngördüğü şartları yerine getirmesini istedi.
Nefret suçları dahil siyasî liderliğin rolü ve mevzuat konulu son oturumda tekrar konuşan Kırmacı ise devletlerin siyasette nefret temelli söylemlerden uzak durması gerektiğini belirtti, Yunan Parlamentosu’nun nefret söylemi karşısındaki tepkisinin zayıf olduğunu söyledi. ABTTF, Ocak 2013’te parlamentoda 240 İmam Yasası ile ilgili ek düzenlemenin tartışıldığı sırada ek düzenlemeye tepkisini dile getiren PASOK Rodop Milletvekili Ahmet Hacıosman’ın Altın Şafak Partisi’nin sözlü saldırısına uğradığını söyledi. Nefret söyleminin ve nefret suçu karşısında etkin, ölçülü ve işlenen suça uygun cezalar yaratılması gerektiğini belirten Kırmacı, Yunanistan’dan AGİT tarafından hazırlanan Müslümanlara karşı hoşgörüsüzlük ve ayrımcılık ile mücadelede eğitimciler için rehberi Yunancaya tercüme etmesini istedi, AGİT’i yasa uygulayıcılara yönelik eğitim vermek üzere Yunanistan’a davet etmeye çağırdı.
Son oturumda tekrar söz alan Yunanistan ise nefret suçları konusunda ülkesinin attığı adımları aktardı. Yunanistan’da 46 yıldan sonra ilk kez bir milletvekilinin diğer partilerin vekillerine hakaret içeren sözleri nedeniyle Meclis salonundan dışarı atıldığını söyledi. Müftü meselesi konusunda ise Yunanistan, BTAYTD’nin Yunanistan’ın konuşmasına cevaben yaptığı yoruma karşılık vermeyeceğini ancak BTAYTD’nin de Türkiye’de müftülerin devlet tarafından tayin edildiğini söylemesinden memnuniyet duyduklarını belirtti.
Batı Trakya Türk Azınlığı temsilcileri başta Gümülcine Seçilmiş Müftüsü İbrahim Şerif ve İskeçe Seçilmiş Müftüsü Ahmet Mete olmak üzere, BTAYTD Üyesi ve BAKEŞ Genel Müdürü Pervin Hayrullah, ABTTF Temsilcileri Melek Kırmacı Arık ve Nabi İbramcık toplantı esnasında bir araya geldikleri diğer ülkelerdeki STK temsilcileri ve Diğer Ülke Delegasyonlarına Batı Trakya Türk Azınlığının sorunlarını aktardılar.