29-01-2014
29 Ocak 1988 Batı Trakya Türkleri’nin kimliklerinin inkarına karşı suskunluğunu bozduğu gündür. 29 Ocak 1988 tarihi birlik ve beraberlik içerisinde Batı Trakya Türk Azınlığı’nın yapılan haksızlıklara hep bir ağızdan “Dur!” dediği, demokratik tepkilerini bütün dünyaya duyurduğu bir gündür. Bu önemli gün, toplumumuz için bir dönüm noktasını oluşturmaktadır. Yıllar geçse de unutulmaması ve unutturulmaması gereken bir gündür. Bu tarihi gün Batı Trakya Türk Azınlığının hak arama mücadelesinin onurlu bir sayfasıdır.
1974’te Yunanistan’da parlamenter idarenin yerleşmesinden sonra Batı Trakya Türk Toplumu gelişen dünya şartlarına göre, Lozan Antlaşmasının, insan hakları ve Avrupa sürecinin uygulanmasını beklerken, 1980’li yıllara kadar yasal faaliyet gösteren ve başlıklarında "TÜRK" sözcüğü bulunan kuruluşlarımız "Batı Trakya’da Türk yoktur" gerekçesi ile mahkeme kararıyla kapatılma yoluna gidilmiştir. Yapılan itirazlar ve devam eden hukuki süreç sonucunda 1988 yılında Yunanistan’ın en yüce yargı organı olan Atina Temyiz Mahkemesince de karar onaylayarak kesin olarak kapatılmalarına karar verilmiştir.
Yüksek mahkemenin kararını duyan Batı Trakya Müslüman Türk Azınlığı mensupları söz konusu kararı protesto etmek amacıyla 29 Ocak 1988 Cuma günü Gümülcine Türk Gençlerbirliği önünde toplanmak üzere harekete geçmiştir. Emniyet güçleri tarafından kurulan barikatlar, şehre giden otobüs seferlerinin iptal edilmesi gibi engellemeler bile halkımızın yaya olarak dağları aşıp toplantı saatinde Gümülcine’ye ulaşmalarına mani olamamıştır. Tek amaçları milli kimliklerine sahip çıkmak ve korumak olan onbinlerce Batı Trakya Türk’ü Gümülcine Türk Gençler Birliği önünde toplanarak hep bir ağızdan “Batı Trakyada Türk vardır, bunun ispatı da bizleriz. Mallarımıza el konulabilir, hapislere atılabiliriz ama Türklüğümüzden asla vaz geçmeyiz” diye haykırmıştı. Bu medeni hak arama günü Batı Trakya Türk Azınlığı için "Milli Direniş Günü" olarak tarihe geçmiştir.
29 Ocak 1988 tarihinde milli kimliğimizin inkârının yanı sıra, aynı zamanda yıllarca Müftülük makamlarımızın işgal altında olduğu ve Batı Trakya Türklerinin inanç özgürlüğüne vurulan darbenin devam ettiğinin haykırdığı gündür. Bugün dahi 240 imam yasasının çıkarılmasıyla camilerimizi de kontrol altına almak suretiyle din ve vicdan özgürlüğümüze de darbe vurulmuştur. Geçtiğimiz günlerde maalesef bu uygulama, devlet okullarında yunanca dili üzerinde din dersi adı altında başlamış bulunmaktadır.
26. yılını kutladığımız bu milli direniş günümüzde de aynı şuur ve mücadele ruhu ile etnik kimliğimizin ne olduğunu belirleme hakkının ancak kendimize ait olduğunu herkesin bilmesi gerektiğini hatırlatıyoruz. Artık Müslümanlığımızdan ve Türklüğümüzden hiçbir şekilde taviz vermeyeceğimizi herkesin anlaması gerekir. Bizler birlik ve beraberlik içinde hareket ettikçe bizim yardımcımız Allah’u Teâlâ olacaktır. Cenâb-ı Hak Kur’an-ı Kerim’de şöyle buyurmaktadır: "Şüphesiz Allah, Kendi yolunda, birbirlerine kenetlenmiş bir bina gibi saf bağlayarak mücadele edip çaba harcayanları sever." (Saf Suresi, 4)
Bu vesileyle Tüm Batı Trakya Müslüman Türklerinin 29 Ocak Milli Direniş Günü kutlu olsun der, birlik ve beraberliğimizin devamını Cenâb-ı Hak’tan niyâz ederim.
Ahmet METE
İskeçe Müftüsü