22-05-2014
Muhterem Müslüman Türk Kardeşlerim,
Yüce dinimizin üzerinde durduğu en önemli konulardan birisi de mutluluğun vazgeçilmez şartlarından olan birlik ve beraberliktir.
Birlik ve beraberliğin olduğu yerde kardeşlik, huzur, bolluk ve rahmet vardır. Dünya ve ahiret mutluluğu ancak Allah’ın kitabına sarılmak, birlik ve beraberlik içinde olmakla mümkündür. Bu konuda Yüce Rabbimiz, Kur’an-ı Kerimde şöyle buyuru-yor: “Hep birlikte Allah’ın ipine (Kur’ana) sımsıkı sarılın. Parçalanıp bölünmeyin...” Yüce Rabbimiz bizlere bu uyarının ardından, birlik ve beraberliğin ihmal edilmemesini ise şu ayetle hatırlatmaktadır: “Kendilerine apaçık deliller geldikten sonra parçalanıp ayrılığa düşenler gibi olmayın. İşte onlar için büyük bir azap vardır.” Bu nedenle, Tek bir Allah’a, aynı Peygambere ve aynı Kur’an’a inanmış olan Müslümanların, “Birlikte rahmet vardır” ilkesiyle hareket etmeleri, asla bölünüp paralanmamaları gerekir. Yüce Allah, Kur’an-ı Kerimde şöyle buyur-maktadır: “İşte bu, benim dosdoğru yolum-dur. Artık ona uyun. Başka yollara uymayın. Yoksa o yollar sizi parça parça edip, O’nun yolundan ayırır. İşte size bun-ları Allah sakınasınız diye emretti.”
Muhterem Müminler!
Bir toplumda, milli birlik ve beraberliğin sağlanması için o toplumda yaşayan herkese bir takım görevler düşmektedir. Bu görevlerin başında, fertlerin kendi çıkarlarını bir yana bırakıp, milletinin çıkarlarını ön plana alarak bunların gerçekleşmesi için çalışması gelir. Herkes kendi görevini eksiksiz yaptığı, yaşadığı toplumu için istenilen fedakârlığı gösterdiği sürece o toplumda ilerleme, yükselme, huzur, sükûn ve güven vardır. Aksi takdirde birlik ve beraberlik, dirlik ve huzur bozulur, güven sarsılır.
İslam, kişinin, sadece kendini ve kendi menfaatini düşünmesine karşı çıkmıştır. Tarihte pek çok acı örneklere şahit olunduğu gibi, birlik ve beraberlikten uzak, sadece kendi şahsi çıkarları peşinde koşmayı adet haline getiren fertlerin oluşturduğu toplumlar, bu yanlışın bedelini, ağır bir şekilde, tarih sahnesinden çekilerek ödemişlerdir.
Aziz Kardeşlerim,
Unutmayalım ki, toplumları ayakta tutan, birlik ve beraberliktir. Bunun zıddı olan tefrika ise, toplumu içten içe yiyerek, temelden çökmelerine neden olur. Bu nedenle toplumu birleştiren, barış ve güven ortamını sağlayan tek yol, milli ve manevi birlik anlayışı içinde yardımlaşma ve dayanışmayı sağlamaktır.
Batı Trakya Müslüman Türkleri olarak milli ve manevi hasletlerimizi koruyarak bugüne kadar varlığımızı sürdürebilmişsek, bizim tek silahımız olan birlik ve beraberliğimizle olmuştur. İşte önümüzdeki Pazar günü de Batı Trakya Müslüman Türk Azınlığı olarak, böyle bir sınavla karşı karşıyayız. Batı Trakya’da bizim tek siyasi oluşumumuz olan Dostluk, Eşitlik ve Barış Partisi, Avrupa Parlamentosu seçimlerine katıldığını hepimiz biliyoruz. Birlik ve beraberliğimizi göster-mek, sesimizi tüm dünyaya duyurmak için hepimiz el ele verip oyumuzu DEB Partisine kullanmamız milli ve dini bir vecibemizdir.
Bir de eyalet ve belediyelerde ikinci haftaya kalan kardeşlerimize başarılar dilerken, gösterdiğimiz birlik ve beraberliğimiz daim olsun. Bu vesileyle önümüzdeki Pazar akşamı idrak edeceğimiz Miraç Kandilinizi tebrik eder, birlik ve dirliğe vesile olmasını Cenâb-ı Hak’tan niyaz ederim.
Hutbemi Allah Resulü (sav)’nün, huzurlu ahlaklı bir toplum yapısını en güzel şekilde yansıtan şu mübarek sözleriyle bitiriyorum: “Müslüman müslümanın kardeşidir….. O halde Birbirinize buğz etmeyin. Birbirini-ze sırt çevirmeyin. Ey Allah’ın kulları kardeş olun.”