29-11-2017
Değerli Müslüman Türk Kardeşlerim,
Âlemlere rahmet olarak gönderilen Sevgili Peygamberimiz (s.a.s.)’in dünyaya teşriflerinin bir yıldönümüne daha ulaşmanın sevinç ve mutluluğunu yaşamaktayız. O’nun doğduğu gece, insanlığın kurtuluşu için çok hayırlı ve mübarek bir başlangıçtır. O gecenin sabahı gerçekten de feyizli bir sabahtı. İnsanlık için yepyeni bir gün doğmuş, aydınlık bir devir açılmıştı. Bir fazilet güneşi ve hidayet meşalesi olan sevgili peygamberimizin gönderilişi, Yüce Allahın bütün insanlara en büyük nimetlerinden birisidir. Bu hususta Kur’an-ı Kerim’de şöyle buyurulmuştur:
"Andolsun ki içlerinden, kendilerine Allah’ın ayetlerini okuyan, (kötülüklerden ve inkardan) kendilerini temizleyen, kendilerine Kitap ve hikmeti öğreten bir Peygamber göndermekle Allah, müminlere büyük bir lütufta bulunmuştur. Halbuki daha önce onlar apaçık bir sapıklık içinde idiler." (Âl-i İmran, 164)
Aziz Kardeşlerim,
Peygamberimiz (s.a.s.)’in doğumu, Rabiülevvel ayının 12. Pazartesi gecesi, Miladi takvime göre 20 Nisan 571 tarihine denk gelen gece idi. Bu yıl Peygamberimizin doğum gecesi olan Mevlid Kandili; kameri takvime göre Rabiülevvel ayının 12’si 29 Kasım Çarşamba gecesidir.
Peygamber Efendimiz, peygamberlikten sonraki hayatı ile insanlar için her bakımdan örnek olduğu gibi, peygamberlik öncesi yaşayışında da, kendisini tanıyan herkesin güven, saygı ve takdirini kazanmıştı. Bu yüzden Mekkeliler O’na, daha çocukluk döneminden itibaren "Muhammedü’l-emin" (yani güven duyulan, kendisine güvenilen Muhammed) diyorlar; hiç kimseye güvenip teslim edemedikleri en kıymetli şeylerini O’na emanet ediyorlardı.
Sevgili Peygamberimiz, güler yüzlü, nazik tabiatlı, ince ve hassas ruhlu idi. Katı yürekli, sert ve kırıcı değildi. Kendisinden sert ve kaba hiçbir söz duyulmazdı. Nitekim Kur’an-ı Kerim’de Al-i İmran Sûresi’nin 159. ayetinde:
"Allah’ın rahmeti eseri olarak sen onlara yumuşak davrandın. Eğer kaba ve katı kalpli olsaydın, şüphesiz etrafından dağılıp giderlerdi." buyurulmuştur.
Peygamberimizin özü sözüne uygundu. Hiç kimse ile alay etmez ve kimsenin dedikodusunu yapmazdı. Kimseye küsmez, küskünleri barıştırır, suçluları affederdi. Büyüklere hürmet, küçüklere şefkat gösterir; yetimlere, dul kadınlara ve ihtiyacı olanlara çok acır, onlara elinden gelen yardımı yapardı. Kadınların haklarına çok dikkat eder, komşu hukukuna riayet eder, hayvanların hakları hususunda da büyük titizlik gösterirdi.
Böylesine yüce ve üstün ahlaklı bir peygamberin ümmetiyiz. Kur’an-ı Kerim’de: "Allah’ın rasûlünde, sizin için en güzel örnek vardır." (Ahzap, 21.) "Peygamber size neyi getirmiş ve size neyi emretmişse onu alın (yapın); neyi yasaklamış ise ondan sakının." (Haşr, 7) buyurulmaktadır.
O halde Sevgili Peygamberimiz’i iyi tanıyalım. O’nun hayatını, örnek yaşayışını, üstün ahlakını, güzel öğütlerini anlatan kitapları alıp okuyalım. Çocuklarımıza küçük yaştan itibaren Peygamberimizi öğretelim. Onların temiz kalplerine Allah ve Peygamber sevgisi yerleştirelim. Mevlid Kandilini ihya ederken bütün hayatımızda, her işimizde, O’nu kendimize örnek edinelim ve O’nun gösterdiği nurlu yoldan ayrılmayalım.
Sevgili Kardeşlerim,
Peygamberimizin doğumunu ihya ettiğimiz bu günlerde Batı Trakya Müslüman Türk Azınlığının sıkıntıları devam etmektedir. Müftülerin savcılıklara sık sık çağırılması, olmayacak sebeplerle mahkemelere verilmesi son dönemin konularıdır. Hatta şer’i yetkilerin kaldırılmaya çalışılması da ayrı bir azınlık hakkının ihlal örneğidir.
Bu yapılan bütün baskılar, inkarlar, bir şeyin rahatsızlığındandır. Birileri Batı Trakya Müslüman Türk Azınlığının birlikte olmasından, güç olmasından, birbirine sahip çıkmasından rahatsızdır.
Müftülük makamı Batı Trakya’da en muteber makamdır. Bunun itibarsızlaştırmak isteyenler, anlaşmalara aykırı olarak azınlığın görüşü alınmadan tek taraflı çıkarılan kanunlarla müftülük makamının altını oymaya çalışmaktadırlar. Müftünün yetkileri 1913 Atina Atina Antlaşması ve 1923 Lozan Antlaşmasında belirlenmiş ve güvence altına alınmıştır. Yunanistan devlet yetkileri önce tayin ettikleri müftülerle hatalar yaptırmış, sonra da bu hatalar sebebiyle azınlığı cezalandırmaya kalkmıştır.
Aziz Kardeşlerim,
Biz küçük, sakin, temiz bir toplumuz. Dinimize ve kültürümüze uygun geleneksel yaşantımızın devamını istiyoruz. Bu nedenle bu halimizi devam ettirmek için devletin piyonlarının laflarına itibar etmemek lazımdır. Kıyamete kadar bu topraklarda İslamın yaşamasını istiyorsak, dedelerimizden kalan ne varsa bu mirasa sahip çıkmalıyız. Teker teker kurumlarımız elimizden alınırken, haklarımız çalınırken biz birbirimize düşmemeliyiz. Evlatlarımıza, ailemize, kendimize, toplumumuza sahip çıkmalı ve müslüman olarak değerlerimizi korumalıyız.
Bu gece ihya ettiğimiz Mevlid Kandili vesilesiyle, hepinize sevgi ve saygılarımı gönderirken, hastalarımıza acil şifalar, ölmüşlerimize Allah’tan rahmet dilerim. Hazreti Peygamberle mahşerde ve cennette buluşabilecek güzel ameller yapabilmeyi Rabbim cümlemize nasip etsin. Kutlu doğumun aydınlığında Peygamberimizin hayatını örnek alarak sevgi dolu, kardeşçe, barış ve huzur içinde bir hayat yaşamak temennisiyle Mevlid Kandiliniz Mübarek olsun.
Ahmet METE
İskeçe Müftüsü
N O T:
2 Aralık 2017 Cumartesi günü İskeçe’de Elisso Otelinde saat 19:00’da, Türkiye’den davet ettiğimiz Prof. Dr. Saffet KÖSE hocamız; "Günümüz Aile Problemleri ve Çözüm Yolları" konulu konferans verecektir. Bu konferansa bütün halkımız davetlidir.
Katılımın sağlanması için, bu konferansı cemaatinize duyurun.