28-05-2021
İskeçe
faziletli Müftümüz Ahmet Mete, iskecemuftulugu.org sitesine T.C. Dışişleri
Bakanı Mevlüt
Çavuşoğlu’nun ziyaretini değerlendirdi ve gündeme ilişkin sorulara cevap verdi.
Sayın
Müftüm, geçen cumartesi (22 Mayıs 2021) Filistin yürüyüşü düzenlendi. Bu konu
hakkında ne düşünüyorsunuz?
Filistin dünyanın kanayan yarasıdır. Filistin için
sızlamayan yürek canlı olamaz. Bilhassa, İslâm aleminin yüreği sızlamıyorsa, bu
da onların ölümü demektir. Biz İskeçe Müslüman Türk insanı olarak, Azınlığımızın
ve insanlığımızın gereğini yaptık. Zulmün durması için duyarlılığımızı yerine
getirdik. Filistin yürüyüşü, demokratik bir yürüyüştü. Hiç kimse art niyet
aramamalıdır.
Geçen
gün Kudüs’ün önünde Bayraklı birinin fotoğrafı ile bir tweet attınız. Sayın Müftüm,
sosyal medyada bu tutumunuz farklı şekilde yorumlandı. Bu konu hakkında ne
söylemek istersiniz?
Kudüs’ü huzura erdiren ve fetheden Selahattin Eyyubi’dir.
At üstündeki Kelime-i Şehadet Bayraklı adam odur. Onun döneminde üç büyük din
mensubu huzur içinde beraberce yaşamışlardır. Müslümanlar da, Hristiyanlar da,
Museviler de birlikte huzur ve mutluluk içinde yaşıyorlardı. Benim kastım,
bugün Kudüs’ün böyle huzura ihtiyacı vardır. Bunu vurgulamaya çalışıyorum.
Cahilâne yazılar çıktı ve benim bu paylaşımımı Cihad olarak, Hristiyan ve
Musevi düşmanlığı olarak lânse ettiler. Bunu tamamen reddediyorum. Ayrıca,
Yunan yetkililerinin Suud bayrağı yanında fotoğrafları var. Eğer onlar da bu
bayrağın önünde poz veriyor diye cihatçı ise, ben de bu iftiraları kabul
edebilirim. Aksi halde reddediyorum.
Yunanistan Başbakanı sayın Mitsotakis, geçen hafta bir açıklama yaptı. Başbakanın söylediklerini nasıl yorumluyorsunuz?
Yunanistan Başbakanımız Sayın Mitsotakis kendi isteğine göre konuşmuştur. Kendisi Batı Trakya Müslüman Türk Azınlığı’nı Yunanlı olarak dile getirmiştir. Yunanistan Atina Barış Antlaşmasını ve Lozan Barış Antlşamasını Türkiye ile imzaladılar. Mübadeleyi Türkiye ile yaptılar. Okullarımızın tabelalarına zamanında Türk kelimesini onlar yazdırdılar. İlkokul diplomalarını Türkçe ve Türk ilkokulu diye onlar bize verdiler. Hatta Bulgaristan, ‘bu azınlık Bulgarca konuşuyor’ diye ‘bunlar Bulgardır’ dediği zamanlar Yunanistan bizim Bulgar olmadığımızı savundu ve bizden Türkçe konuşmamız istendi. Şimdi de bize, ‘siz Yunanlısınız’ diyorlar. İnandırıcı değil ve hakikatleri dile getirmiyor bu söylemleri. Kim ne olduğunu kendisi bilir. Benim için ne Bulgar ne de Yunanlı karar veremez. Benim ne olduğumu ben bilir ve söylerim. Pomak diyenler de, dikkat etsin, konuştukları dil başka bir ülkenin dilidir. Bunu kışkırtanlar da bu toplumu felâkete sürüklemektedir.
Bölgemizde
bazı dernekler pomaklık üzerinde Türkiye’ye mesajlar veriyor ve Azınlığın Türk
olmadığını iddia etmeye çalışıyorlar. Bu konuda ne dersiniz?
Bu tip dernekler yeni değildir. Bunlar önlerine ne
konursa yayımlayan kişilerdir. Toplumu temsil etmezler. İnsan kendini ne hissederse
odur. Bu kardeşlerimiz de, Yunanlı Pomaksa saygı duyarız. Ama saygı da
bekleriz.
Paşevik
Medresesinde eskiden Arapça okunduğu dile getirildi. Son zamanlarda Türkçe
olmadığı, daha sonra Türkçe okutulduğu söyleniyor. Bu konudaki düşüncelerinizi
öğrenebilir miyiz?
Paşevik Medresesi, eski ve çok güzel
medreselerimizdendir. Çok talebe yetiştirmiş ve eğitim vermiştir. Medreselerde
eğitim, Osmanlıca dili üzerinden verilirdi. Yani yazı Arapça, söylem ve dil
Türkçe’dir. Medreseler Arap dili üzerinden
hiçbir zaman eğitim vermemiştir. Bazı dersler Arapça olmuştur, Kur’an-ı
Kerim gibi.
Sayın
Müftüm son olarak T.C. Dışişleri Bakanı sayın Mevlüt Çavuşoğlu’nun Batı Trakya’ya gelişini ve ziyaretini nasıl
değerlendirirsiniz?
Basın çok güzel işler başarabilecekken, bazen kötü
fikirleri de empoze edebiliyor. Maalesef Yunanistan’da belirli bir kesim sanki
burada yaşayan iki halkın düşman olması için çalışıyor. Her söylediğiniz sözü
düşmanlığa, kin ve nefrete yorumluyor. Halbuki Azınlığın çoğunlukla hiçbir
zaman bir derdi yoktur. Biz tarih boyunca Osmanlı dedelerimizden aldığımız
terbiye ile dostça yaşamayı istemekteyiz. Fakat bir kesim, azınlığın koyun gibi
güdülmesini, dil bilmez, yol bilmez, usul bilmez, ne derlerse evet diyen
kişiler olmasını istiyor. Ezana, Camilere, İslâm’a saldırı bunun örnekleridir.
Azınlık haklarımızı dile getirmenin antidemokratik olduğunu kabul ettirmek
istiyorlar. Türkiye-Yunanistan arasında gelişen sorunlar bizi etkilememesi
gerekir. Biz sadece azınlık olarak bizi bağlayan haklarımızı talep ediyoruz.
Mütekabiliyet istiyoruz. Bundan başka bir talebimiz yoktur.