13-09-2022
Faziletli Müftümüz Mustafa Trampa, Yeni Şafak köşe yazarı ve Tv Net program yapımcısı Taha Kılınç’a, 10 Eylül Cumartesi günü, demeç verdi.
Taha Kılınç’ın faziletli Müftümüz Mustafa Trampa ile yaptığı röportaj aşağıdaki şekildedir:
ATİNA
DAYATMALARDA BULUNUYOR
Müftü efendilerin unvanına eklenen “Seçilmiş” ibaresi, Yunanistan hükümetinin Batı Trakya’da yaşayan Müslüman Türk azınlığa yönelik politikalarına işaret eden bir detay. 1913 tarihli Atina Antlaşması, 2345/1920 sayı ve tarihli yasa ile Lozan Barış Antlaşması, Batı Trakya Türklerine kendi dini liderlerini ve müftülerini seçme hakkı vermesine rağmen, Yunan yönetimi ısrarla bu durumu görmezden gelmeyi sürdürüyor. Batı Trakya Türklerinin, uluslararası anlaşmalardan doğan haklarını kullanarak özgür iradeleriyle seçtikleri müftüleri tanımayan Atina, merkezden atama yöntemiyle Müslümanlara dayatmada bulunmayı deniyor. Bu durumun meydana getirdiği gerilim ise, Batı Trakya Türklerinin dini ve sosyal yaşantılarında birçok aksamaya neden oluyor.
TÜRKİYE
SAHİP ÇIKIYOR
Mustafa Trampa Hoca ile
sohbetimiz sırasında, Diyanet İşleri Başkanı Prof. Dr. Ali Erbaş Hoca tebrik
için aradı. Ondan önce de Dışişleri Bakanı Mevlüt Çavuşoğlu ve TBMM Başkanı
Mustafa Şentop aramış. Bunların dışında çok sayıda isimden, il müftülerinden ve
eski dostlardan tebrik ve destek mesajları gelmiş. Mustafa Hoca, Türkiye’nin
Batı Trakya meselesine böylesine üst düzeyde sahip çıkmasından dolayı mutlu ve
umutluydu.
GENÇLERİN
KİMLİKLERİNİ KORUMASI ÖNEMLİ
Sohbetimizde Mustafa Trampa
Hoca’ya yönelttiğim sorular ve cevapları, özetle şöyle:
- Şu anda İskeçe’de ve Batı
Trakya’da durumlar nasıl?
Azınlık olarak yaşamanın
getirdiği mevcut problemlerin dışında, temel gündemimiz, gençlerimizin ve yeni
nesillerimizin kimliklerini koruyabilmesi. Çünkü buradaki varlığımız, tamamen
buna bağlı. Eğer kimliğimizi ve kültürümüzü koruyamazsak, geleceğimize de
umutla bakamayız. İlave olarak, ekonomik problemler ve geçim kaygısı nedeniyle
dışarıya göç veriyoruz.
BATI
TRAKYA’YI UNUTMAYIN!
- Türkiye’den ve bizden
beklentileriniz neler?
Her zaman söylediğim bir
şey var: Türkiye güçlü olursa biz de burada güçlü oluyoruz. Anavatanın gücü,
bizi doğrudan etkiliyor. Sizden öncelikli beklentimiz, Batı Trakya davasını
gündemde tutmanız, unutmamanız ve unutturmamanız. Günümüzde medya ve basım-yayım
organları çok önemli. İnsanların fikir ve düşünceleri buralarda oluşturuluyor.
Türkiye’de ulusal basın ve etkili kişiler Batı Trakyalı Müslüman Türklerin
davasına ne kadar fazla yer verirse o kadar iyi. Bıkıp usanmadan insanlara bu
meseleyi anlatmalı, kamuoyu oluşturmalıyız.
Başka
dinden olanlar kurumlara yerleştiriliyor
- Burada müftüler nasıl
bir fonksiyon icra ediyor?
Batı Trakya’da ve
İskeçe’de, bir müftü, Müslüman Türk toplumunun lideridir. İnsanlar her türlü
probleminin çözümünü müftüden bekler. Toplumumuzun dini, sosyal ve kültürel
yaşayışındaki her hadise ve gelişme, bizim görev sahamızın içindedir. Merhum
Ahmet Mete Hocamız, müftülük makamını kurumsallaştırdı. Biz de inşallah,
müftülük makamının gerektirdiği sorumluluğu onun bıraktığı noktadan alarak daha
ileriye taşıyacağız.
- Karşılaştığınız
engellemelerde ve Yunan hükümetinin “seçilmiş müftü” istememesinde, herhalde bu
misyonun büyük etkisi var…
Hiç şüphesiz. Halkın
iradesiyle seçilen ve bu doğrultuda görev yapan isimler istenmiyor. Hatta Yunan
hükümeti, yeni çıkarılan yasa ile dini kurumlara başka din mensuplarının da
yerleşmesinin önünü açıyor. Böyle niyetler eğer hayata geçirilirse, Batı
Trakya’daki Müslüman Türk varlığı ciddi bir riskle karşı karşıya kalır.