14-09-2022
İskeçe
Müftü Yardımcımız Ahmet Hraloğlu’nun GÜNDEM Gazetesi’nde yayımlanan yazısı şu
şekildedir:
’’Toplum
içinde iyilerle kötüler birlikte yaşar. Bu insanların yaptıkları sadece
kendilerini ilgilendirmez. Yapılan iyiliklerden başkaları da faydalanır.
Yapılan kötülüklerden de diğer insanlar da zarar görür. İnsan nasıl sağlıklı ve
düzenli bir kişisel hayata muhtaçsa, aynı şekilde düzenli bir toplumsal hayata
da muhtaçtır. Bu da toplumsal görevlerin titizlikle yerine getirilmesi ile
mümkün olur. Cenâb-ı Hakk’ın, içimizde insanları hayra çağıran, iyiliği emreden
ve kötülüklerden sakındıran bir topluluğun bulunmasını bizlere emretmesinin
sebebi de budur. Öyle ise ferdi görevler kadar toplumsal görevlerin de
bilinmesi ve yerine getirilmesi gerekir.
İşte
toplumsal görevlerinden biri de birlik ve beraberliği korumaktır. Cenâb-ı Hak
Kur’an-ı Kerim’de bu konunun önemine işaret ederek şöyle buyurmaktadır.
“Allah’ın
dinine sımsıkı sarılın, birbirinizden ayrılıp dağılmayın” Âl-i İmran (3), 103
“Allah
ve Rasûlüne itaat edin, birbirinizle çekişmeyin. Sonra içinize korku düşer ve
kuvvetiniz elden gider. Bir de sabırlı olun. Çünkü Allah sabredenlerle
beraberdir.” Enfâl (8),
48
Toplum
düzeni birlik, beraberlikle ve dayanışma ruhuyla sağlanır. Bazı organları hasta
olan bir insan vücudu nasıl zayıf ve güçsüz düşerse; maneviyatın zayıfladığı,
birlik ve beraberlik ruhunun kaybolduğu toplumlar da öyle güçsüzleşir. Bu da
bizi yok etmek isteyen kötü mihrakların işine yarar. Bunun için bir milleti
yıkmak isteyenler, önce o milleti meydana getiren fertler arasına ayrılık
tohumları ekerek onları birbirine düşürmeye çalışırlar. Birlik ve
beraberliklerini bozarlar. Maddi ve manevi güçlerini kardeşlerine karşı
kullanan ve düşmanlarını unutanlar kolayca başkalarına yem olurlar. Bu gerçek
öteden beri bilindiği için, dünyaya hükmetmiş nice toplumlar, düşmanları
tarafından önce içerden parçalanmış, sonra tarihten silinivermişlerdir. Cenâb-ı
Hak, yukarıdaki âyet-i kerimede, Müslümanlara bu değişmez gerçeği hatırlatmakta
ve böyle bir feci sona uğramamak için Allah’ın ve Peygamberin emirleri
çerçevesinde birlik ve beraberliğin korunmasını emretmektedir.
İç
karışıklıklar, ayrılık ve kavgalar Kur’an’da “fitne” olarak
adlandırılmış ve Allah Teâlâ: “Fitne adam öldürmekten daha kötüdür” (Bakara
(2), 217) buyurmuştur. Peygamberimiz (s.a.s.)
de: “Her kim itaatten çıkar ve toplumdan ayrılır da sonra bu hal
üzere ölürse o, bir cahiliyet ölümü ile ölmüştür” (Müslim, imâre,
54) buyurarak birliğin önemine, bozgunculuğun kötülüğüne dikkatimizi çekmiştir.
Birlik ve beraberliğin yerine bölücülüğün, ikilik ve fesadın hâkim olduğu bir
toplumda dînî ve ahlâkî görevlerimizi tam olarak yapmamızın mümkün
olamayacağını unutmamalıyız. Yine birlik ve beraberlik olmayınca toplumda
başarı da olmaz. Hele hele bizim gibi farklı din ve kültürün hakim olduğu
çoğunluk bir toplumda yaşıyorsak, Müslümanlığımızın ve Türklüğümüzün
kaybolmaması için bu birlik ve beraberliğe çok daha ihtiyacımız vardır. Küçük
menfaatler yüzünden birbirimize düşersek sadece kendimize değil, geleceğimizin
teminatı olan çocuklarımıza da en büyük kötülüğü yapmış oluruz. Birlik ve
beraberliğimizi, sadece lafla değil, Batı Trakya Türk davası için önümüze çıkan
her türlü mücadelede elimizi taşın altına koyup gerekeni yapmamız gerekir.
Batı
Trakya Müslüman Türk Azınlığı olarak bizler bugüne kadar dimdik bir şekilde
ayakta kalabildiysek bizim en büyük silahımız olan bu birlik, beraberlik ve
dayanışma ruhu olmuştur. Eğer burada sahip olduğumuz milli ve dini
değerlerimizle yaşamak istiyor ve bu emaneti gelecek nesillere aktarmak
istiyorsak, fitne ve fesada meydan vermeden bugüne kadar gösterdiğimiz birlik,
beraberlik ve kardeşlik tablosuna her zamankinden daha fazla sımsıkı sarılmamız
gerekmektedir. Bizim birliğimiz ve beraberliğimiz aslında Bir olan imanımıza da
en güzel bir ispattır.
İskeçe’de
Cuma günü Cuma namazında büyük bir imtihanı üstün başarıyla verdiğimizi burada
gönül rahatlığıyla söyleyebilirim. Allah’a hamd olsun, yeni Müftümüzü seçtik.
Rabbim yar ve yarımcısı olsun. Biz bugüne kadar olduğu gibi bundan böyle de
başta İskeçe Din görevlileri olmak üzere tüm İskeçe hatta Batı Trakya Müslüman
Türk halkı Müftümüze sahip çıkacağız, onun yanında yer alacağız. Bu vesileyle
Müftümüz Mustafa Trampa’yı can-ı gönülden tebrik eder, üstlendiği manevi yükü
ağır bu şerefli vazifede Allah’tan üstün muvaffakiyetler dilerim. 14 Temmuz
2022’de kaybettiğimiz merhum Müftümüz Ahmet Mete’ye, yine 9 Eylül’de 16. Ölüm
yıl dönümünü andığımız merhum müftümüz Mehmet Emin Ağa’ya Rabbim rahmetiyle
muamele eylesin, makamları âlî, mekânları cennet olsun.
Burada
yeri gelmişken, değinmeden geçemeyeceğim. 14 Temmuz 2022 tarihi itibarıyla yürüttüğüm
Müftü Vekilliği vazifesinde; sükunetin sağlanmasında, fitne ve fesadın
yayılmasının önlenmesinde bana destek olan başta Batı Trakya Türk Azınlığı
Danışma Kurulu Başkanı Gümülcine Faziletli Müftümüz İbrahim Şerif ve Danışma
Kurulu üyelerine, Müftülük kurumu ekip arkadaşlarıma, İskeçe Din
Görevlilerine ve tüm İskeçe Müslüman Türk halkına teşekkürü bir borç bilirim.
Allah hepinizden razı olsun. Müftü seçimiyle sergilediğimiz başarılı tablo
gibi, Rabbim daha nice başarılara ulaştırsın inşallah.’’