İskeçe Müftülüğü Logosu
BATI TRAKYA TÜRK AZINLIĞI
İskeçe Müftülüğü

MEVLİD KANDİLİ MESAJI

19-03-2008

MEVLİD KANDİLİ MESAJI

 

Değerli Batı Trakya’lı Müslüman Türk Kardeşlerim,
19 Mart 2007 Çarşamba’yı Perşembe’ye bağlayan gece mübarek Mevlid Kandili yani Hz. Peygamberin doğum yıldönümüdür. Bu vesileyle alemlere rahmet olarak gönderilen Nebi ile ilgili şunları söylemek mümkündür;
Şüphesiz Hz. Peygamber (a.s.)’ın kutlu doğumu insanlık tarihinin en önemli olaylarındandır. Onun dünyaya teşrif ettiği devrede; dünya bir buhran içinde bulunmakta ve özellikle Arap yarımadasında insanlar her türlü değer ölçülerini yitirmiş, sosyal ahlâk bozulmuş her tarafı zulüm sarmıştı. İşte böyle bir dönemde de insanlığın en çok muhtaç olduğu şey huzur, sükun, can ve mal güvenliğidir. Bütün bunları sağlayacak olan ancak Yüce Allah tarafından gönderilecek bir peygamber olabilirdi.

Bir Müslüman için sevgilerin en yücesi şüphesiz, sevginin kaynağı ve bir ismi de “Vedûd” olan Allah’tır. Müslüman, Allah’a ve onun dostlarına engin muhabbet besleyen kişidir. Peygamber Efendimiz ilahi sevgiye ulaştıran bir rehberdir. İnancımızın ve ibadetlerimizin temelinde sevgi, daima ön plandadır. Allah’a imanımız da sevginin eseridir. Çünkü şuurlu bir iman ve ibadet ancak sevilen hak mabuda yapılır. Bu sevme eylemi dilde kalmadığı, gönülde karşılık bulduğu zaman bir anlam taşır.

Dolayısıyla Allah’a ve peygamberine olan sevgimiz, emirlerine uymak ve yasaklarından kaçınmakla mümkündür. Nitekim Kuran’ı Kerim bu sevgiyi ispatlamanın yolunun Resulüne itaatten geçtiğini şöyle vurgulamaktadır. “De ki: "Eğer Allah’ı seviyorsanız bana uyun ki, Allah da sizi sevsin ve günahlarınızı bağışlasın Allah çok merhametli ve bağışlayıcıdır.”[Âl-i İmran,3/31] Bununla birlikte Yüce Allah Rasûlüne itaatin yanında Müminlerden Hz. Peygamberin canını kendi canlarından bile üstün tutmalarını istemiş ve bu konuda şöyle buyurmuştur: “Peygamber, mü’minler için kendi canlarından ileridir. Onun eşleri de onların anneleridir.”[Ahzab, 33/6] Peygamberimizi canımızdan ve tüm sevdiklerimizden daha çok sevmek, ancak O’nun yolunda gitmekle olur. Nitekim Hz. Peygamber (s.a.v.) de kendisinin her şeyden, herkesten daha çok sevilmesi hususunda şöyle buyurmuştur. “Sizden biriniz, beni anasından-babasından, çoluk - çoçuğundan ve bütün insanlardan daha çok sevmedikçe iman etmiş olamaz”[ Buhâri,İman 8;] Bizim için bir lütuf olan Hz Peygamber (s.a.v.)’in Allah’ın elçisi olduğuna inanmanın yanında O’nu samimiyetle sevmeli, O’nun sünnetini öğrenerek kendimize rehber edinmeliyiz.

Milletimiz de asırlardır Sevgili Peygamberimize derin bir muhabbet duymuş Onun doğduğu günü kutlu gece ilan ederek aziz hatırasını yâdetmek üzere çok sayıda manzum eserler meydana getirilmiş, bir mevlid edebiyatı oluşmuş, bu maksatla mevlid merasimleri tertip edilmiştir. Bu merasimler vesile edilerek milletimizin peygamberimize olan sevgisi perçinleşmiş ve toplumuza Onun sevgisi etrafında birlik ve beraberlik mesajları verilmiştir.

Muhterem Kardeşlerim;
Bir milletin ayakta kalmasının bazı şartları vardır. Bunlar; dinlerine, dillerine ve adetlerine sahip çıkmaları ve birlikte hareket etmeleridir. Batı Trakya Müslüman Türkün üzerinden bir çok oyunlar oynanmış ve oynanmaya devam edilecektir.

Şubat ayının son günlerinde Batı Trakya’yı ziyaret eden vatanımız Yunanistan Milli Eğitim bakanının verdiği mesajlar çok endişe vericidir. Batı Trakyayı ileriye götürecek projelerinde sayın bakan her çocuğa evşnde konuştuğu dil üzerşnden okullarda eğitim verileceğini söylemiştir. Bunun manası, Pomakça konuşanlara zorla Pomak dili üzerinden, Çingenece konuşana Çingene dili üzerinden, Türkçe veya Yunanca konuşanlara da bir Yunanlı gibi okullarda Yunanca dili üzerinden eğitim verilecektir. Oynanan oyunları öğrenmez bilmezsek ve beraberce mücadele etmezsek bu bahsettiğim noktada sıkıntı çekmemiz kaçınılmaz olur.

Muhterem kardeşlerim;
Vakıflar yasasını da devletimiz meclisten geçirdi kabul etti ve önümüze kabul edilmez çok tehlikeli maddeler koymata hazırlanmaktadır.
Biz Batı Trakya Müslüman Türkü olarak bu vakıflar yasasını kabul edemiyeceğimizi sizlere de açıklamaktayız. Sebeplere gelince;
1- Vakıflarımızda seçim öngörülmekte fakat Bölge Genel Sekreteri istediği zaman bu seçilenleri istediği kişilerle değiştirme hakkına da sahiptir. Bu şu demektir; Vakıflarımızın hakimiyeti Bölge Genel Sekreterliğinin insiyatifinde olacaktır. Örneğin, bir vakfı gasp etmek için seçeceğimiz insana yaptıramayınca, kendi atayacağı kişilerce o vakfı istedikleri şekilde kullanabilirler.
2- Bütün seçilen vakıf başkanlarını devlet müftüsüne göndermek suretiyle müftülük mücadelesine de büyük bir darbe vurulmak isteniyor.
3- Ayrıca vakıflar okul ve cami vakfı diye ikiye bölünmektedir.
İlginç olan taraf, vakıflar yasası Yunanistan Parlementosunda oylamaya sunulduğunda bütün Hristiyan milletvekilleri oybirliği ile kabul etmiş olmasıdır.

Batı Trakya Türkleri Danışma Kurulunun, milletvekillerimizin ve bütün Batı Trakya Müslüman Türkü olarak meclisten onaylanan şekliyle böyle bir seçim uygulamasını kabul etmemiz mümkün değildir. Seçim ilân edilse bile Batı Trakya Müslüman Türkü seçimlere katılmayacaktır.

Muhterem kardeşlerim;
Son zamanlarda Batı Trakya Müslüman Türkün yaşam tarzında çok büyük bozukluklar ve tüyler ürperten fuhuş olayları duyulmaktadır. Batı Trakya Müslüman Türk toplumu olarak her zaman temizliği, namusu, Allahın yasak ettiklerinden uzak olmakla ön safta durmuştur. Fakat televizyonların ahlâksız programları ve bizi yok etmeye çalışan, bizi bizden koparmak için sinsi planlar kuran kötü çevrelerle dostlukların kurulması ahlâkî çöküntüleri beraberinde getirmektedir. Bu nedenle çocuklarımızın kiminle dostluk kurduklarına dikkat etmemiz gerekmektedir. Hatta hanımlarımızın tanımadıkları kişilerle konuşma şekillerine dikkat etmeleri gerekir. Daima bu hususlara dikkat etmeliyiz aksi taktirde kızlarımızın fuhuş sahneleri, çocuklarımızın uyuşturucu kullanımı neticesinde acı olaylar ile karşı karşıya kalırız.

Son olarak da son zamanlarda Batı trakya Müslüman Türküne karşı yapılan saldırıları nefretle kınıyoruz. Gerek araba camlarının kırılması, gerekse Elmalı köy imamının uğradığı saldırıların insanlık dışı ve kabul edilemez olduğunu tekrar dile getirerek böyle olayların tekrarlanmamasını temenni ediyorum.

Ahmet METE
İskeçe Müftüsü