25-03-2021
Değerli Müslüman Türk Kardeşlerim,
Mübarek Berat Kandili 27 Mart 2021 Cumartesi’yi
Pazar’a bağlayan gecedir.
Ramazan Ayı’nın müjdecisi, Yüce Allah’ın
engin af, mağfiret ve rahmetiyle dolup taştığı bu mübarek Berat Kandili’ne kavuşmuş
olmanın sevinç ve mutluluğunu yaşıyoruz.
“Berat” kelimesi, lügatte; “borçtan,
hastalıklardan, suç ve cezadan kurtulmak” anlamına gelir. Dini terim olarak
ise, “Günahlardan arınmak, temize çıkmak, ilâhi af ve rahmete nail olmak”
demektir.
Allah’a kul olmanın manevi zevkine ererek
hata ve kusurlarını itiraf eden, işledikleri günahların farkına vararak tevbe
ve istiğfarda bulunan pek çok müslümanın, ilâhi rahmete nail olup günahlarından
kurtulacakları ümit edildiği için, bu geceye “Berat Kandili” (Kurtuluş Gecesi)
denilmiştir.
Berat gecesi; aynı zamanda ümit gecesidir.
Buna göre, ne kadar günahkâr olursak olalım, günahlarımızı itiraf edip,
Rabbimize yöneldiğimiz takdirde Yüce Allah’ın bizi affedeceği hususunda ümitvar
olmalı ve vakit geçirmeden bir an once tevbe etmeliyiz. Bu itibarla, Berat
Gecesi’ni idrak eden herkes, Yüce Allah’ın Kur’an-ı Kerim’deki; “De ki: “Ey kendilerinin aleyhine aşırı giden
kullarım! Allah’ın rahmetinden ümidinizi kesmeyin. Şüphesiz Allah bütün
günahları affeder. Çünkü O, çok bağışlayan, çok merhamet edendir” (Zümer, 39/53)
müjdesinin farkına vararak kendi özümüze dönmeli, ümitlerimizi canlandırmalı,
bağışlama ve bağışlanma duygularımızı güçlendirmeliyiz.
O halde değerli kardeşlerim,
Berat gecesi, bizim beratımızı aldığımız gecedir. Ramazan öncesi bu mübarek gece; günahlardan, hata ve kusurlarımızdan tertemiz olup arındığımız son kandildir. Bu nedenle bu manevi değeri yüksek zaman dilimini; gündüz ve gecelerini iyi değerlendirelim. Bu dönemde, kulluk görevlerimizi hakkıyla yerine getirmeye çalışalım. Berat Kandili öncesinde gündüzü oruçlu geçirelim. Namazlarımıza her zamankinden daha çok önem verelim. Farz namazlarımızın yanı sıra, nafile namazları da kılalım. Geçmişte kılamadığımız vakit namazların kazasını yapalım. Özellikle bu mübarek Berat gecesinde Allah’ı bolca zikredelim. Kendimiz, ölmüşlerimiz, hayatta olanlarımız için dualarımızı eksik etmeyelim. Ayrıca bir yıldan beri bütün dünyayı kasıp kavuran virüs musibetinden kurtulmamız için bütün insanlık için dualar edelim.
Yüce Allah, bu gecede ilâhi rahmetini bol
bol indirmekte, rızık ve şifâ kapılarını sonuna kadar açarak, bizleri sonsuz
ikramlarına davet etmektedir. Nitekim Sevgili Peygamberimiz, “Şaban
ayının 15. gecesini ibadetle geçirin,
gündüzünde de oruç tutun. Çünkü Yüce Allah, bu gece dünya semasına
rahmetiyle tecelli eder ve ‘Tövbe eden yok mu, tövbesini kabul edeyim! Rızık
isteyen yok mu, rızık vereyim! Şifa isteyen yok mu, şifa vereyim! .. Başka
isteği olan yok mu, ona da istediğini vereyim” (İbn Mace, İkâmetü’s-Salât, 191.) buyurmuştur. O halde gelin
hep beraber İslâm dünyasının ve müslümanların selâmeti için dular edelim.
Sevdiklerimiz, evlâtlarımız için iyi dileklerimizi Allah’a sunalım.
Sevgili Kardeşlerim,
Bir
yıldan beri bütün dünyada yaygın olan pandemi süreci, aşılar bulunmasına rağmen
önü alınamayıp hala bütün hızıyla devam etmektedir. Bu konuda bizler de yetkililerin
uyarılarına kulak vererek gerekli önlemleri almaya devam edeceğiz. Çünkü virüs
hala aramızdadır. “Bana bir şey olmaz” demeden sorumluluk bilinciyle hareket
ederek temizlik, maske ve mesafeye hassasiyetle uymamız gerekir.
Geçen
yıl olduğu gibi, bu yıl da camilerimizde
ibadetlerimizi coşkuyla yapamayabiliriz. Teravih namazlarımızı, mukabeleleri, Mevlit
merasimlerimizi kalabalık bir cemaatle topluca gerçekleştiremeyebiliriz. Ama bu
demek değildir, ibadetlerimize de ara vereceğiz. Virüse karşı önlemlere devam
ederken, ibadet hayatımıza da çok daha hassas ve samimiyetle sarılacağız. Çünkü
bu virüs musibeti bizleri Allah’a daha fazla yaklaştırmalıdır.
Geçen
yıllarda olduğu gibi, belki camilerde coşkulu kalabalıklar haline
gelemeyebiliriz, ancak şunu biliyoruz ki, dinimiz İslâm’a göre yeryüzü bize ibadet
etmek için var edilmiştir. İstediğimiz her yerde ibadetlerimizi yerine
getirmemiz mümkündür. Geçen yılki Ramazan gibi,
bu yıl da gerekirse her birimiz evimizi adeta mescide çevirerek sadece
kendi ailemizle birlikte ibadetlerimizi yerine getirebiliriz. Virüsün
yayılmasını önlemek için mutlaka kalabalıklardan kaçınmalı, kendimizi ve
sevdiklerimizi salgına karşı korumalıyız.
Değerli
Kardeşlerim,
Salgın
hastalık ve musibet dönemleri, bizleri daha çok birbirimize yakınlaştıran,
yardımlaşmayı artıran, birlik ve beraberliği pekiştiren dönemler olmalıdır.
Ramazan ayına on beş gün kala bunları da unutmayıp gözönünde bulunduralım.
Etrafımızdaki akraba ve komşularımızın durumlarını kontrol edelim. Bizim
durumumuz iyi ise, ihtiyaç sahiplerine yardım elimizi uzatalım. Unutmayalım ki,
Allah’ın rızası kulların gönüllerinden geçer. Yine çevremizde yetim, öksüz ve
kimsesizler varsa onları da mahrum etmeyelim. Eğer sizin onlara yardım için gücünüz yetmiyorsa, o
ihtiyaç sahibi kardeşlerimizin durumlarını imamlar vasıtasıyla Müftülüğümüze
ulaştırın. Bu konuda Peygamberimiz (s.a.s.) şu müjdeyi veriyor: “Bir hayra
vesile olan, o hayrı yapan kadar sevap kazanır.”
Dertler, sıkıntılar, hastalıklar bizim için birer imtihandır. Bize düşen görev; önlem almak ve belirlenen kurallara uymaktır. Tedbir bizden, takdir Allah’tandır. Bizler hayatımıza konulan bu kurallara uyarak devam etmek zorundayız. Dinimizin emri olan sıla-i rahmi, akraba ziyaretlerini artık yüz yüze değil, telefonlarla yapacağız. Kısmi olarak belli sayıyla açık olan camilerde toplu ibadet için hepimize mümkün olamıyorsa, evlerimizde ibadetlerimizi sürdüreceğiz. Allah niyetimizi en iyi bilendir. Bu olağanüstü durumlardan dolayı, bizi cemaatle namaz kılma sevabından mahrum etmez.
Bu salgın döneminde fakir fukaraya sizler ulaşamıyorsanız, Müftülüğümüz kanalıyla yardımlarınızı ulaştırabiliriz.
Değerli Kardeşlerim,
Sağlığımızı korumak dinimizin emirlerindendir. Beden sağlığımıza dikkat ettiğimiz gibi, ruh sağlığımıza da dikkat edelim. Ruh sağlığının ilâcı Allah’a dayanmaktır. Bu da sağlam bir iman ve salih amallerle mümkün olur. Allah’a güvenelim, sabredelim. İmtihan dünyasında olduğumuzu unutmayalım. Böyle davranırsak, hastalıkların, dertlerin, musibetlerin bizim imanımızı daha da güçlü kılacağını unutmayalım.
Bu vesileyle, Allah’u Teâlâ’dan bir an önce bu salgından ve her türlü belâdan, hastalıklardan kurtuluş nasip etmesini diler, hepinizin Berat Kandili’ni tebrik ederim.