İskeçe Müftülüğü Logosu
BATI TRAKYA TÜRK AZINLIĞI
İskeçe Müftülüğü

FAZİLETLİ MÜFTÜMÜZ AHMET METE TRAKYA KALKINMA KOMİSYONU’NUN RAPORUNU GÜNDEM’DE DEĞERLENDİRDİ

16-12-2021

FAZİLETLİ MÜFTÜMÜZ AHMET METE TRAKYA KALKINMA KOMİSYONU’NUN RAPORUNU GÜNDEM’DE DEĞERLENDİRDİ

 

Faziletli İskeçe Müftümüz Ahmet Mete, Trakya Kalkınma Komisyonu’nun raporunu değerlendirdi. Konuyla ilgili olarak GÜNDEM’in sorularını yanıtlayan Müftü Mete, “Biz Trakya Kalkınma Komisyonu raporundan azınlığın sorunlarına samimi bir şekilde yaklaşmasını bekliyorduk. Çözüm üretmesini bekliyorduk. Ancak ne yazık ki beklediğimizi ve umduğumuzu bulamadık ve göremedik.” dedi.

Komisyon Başkanı Dora Bakoyanni’ye azınlıkla samimi ve gerçek diyalog kurma çağrısında bulunan Μüftümüz Mete, azınlık toplumunun beklediğinden farklı bir tabloyla karşılaştığını söyledi.

Faziletli Müftümüz Ahmet Mete şu ifadeleri kullandı: “23 Kasım 2021 Salı günü mecliste oylanan ve YDP oylarıyla kabul edilen bir Trakya Kalkınma Raporu rüzgarı esti geçti. Azınlık çoktandır acaba azınlığın muhatap alındığı ve Hristiyanlarla denk tutulacağı bir karar çıkar mı diye umutlandığı bir rapor. İnsanın ön planda tutulduğu, inancı, ırkı ne olursa olsun vatandaşımız diyerek ciddiye alınacak ve sorunlarına çözüm aranacak bir rapor bekledik. Ama ne yazık ki yine olmadı. Şunu beklerdik mesela. Okulların sorunlarının halledildiği, Türkiye’deki Rum okulları gibi güzel eğitim yuvaları olacağı. Öğretmenlerin ve eğitimin Türkçe ve Yunanca dili üzerinden çağdaş eğitimle insan yetiştirmek hedefi olacağı. İkinci sınıf vatandaş muamelesi görmediğimiz okullar olması. İlkokulları, orta, liseler hatta üniversite bile olabilecek azınlık eğitim kurumları. Ancak bunun yerine yapılanlar ortada. Her gün bir hakkımızın alınmasına devam edilmektedir.”

Komisyonun raporunda müftülük sorununa çözüm getirilmediğini, dayatmalarla durumun idare edildiğini belirten Müftü
müz, “Müftülük sorununa çare değil, diktelerle baskı yapılmaktadır. Sayın Bakoyanni seçilmişleri ve seçimi isteyenleri muhatap bile almamıştır. Seçim yok demekle de tüm kapıları kapatmıştır. Böyle bir ortamda çözüm getirmek, bulmak ve beklemek boş yere uğraşmaktır. Beş satılık bulundu diye koca azınlığı baskı ile insan haklarını ve dini özgürlükler haklarını kimseden çalamazsınız. Çözüm istiyorsanız azınlığı muhatap alacaksınız ve dikte etmeden istediğiniz şeyleri zorla yaptırmaya kalkmayacaksınız. Tabi burada azınlığın iyice uyanıp bu oyunları görmesi lazımdır. Senelerce müftü diye kullandırdıkları Meço ve Şinikoğlu’nu bir gecede kapı dışarı ettiler. İstedikleri her şeyi yaptırdılar. Ama sonunda da itibarsızca vazifelerine son verdiler. Şimdi de kullandıkları adamları asıl hedeflerine ulaşmak için kullanacaklar ve sonra da sokağa bırakıverecekler. Azınlığın bu tip insanlarına sormak istiyorum. Bu muameleye kendinizi layık görüyor ve azınlık davasına verdiğiniz zararı nasıl kabul ediyorsunuz? Öncekilere yapılanların sizlere de yapılacağından endişe duymuyor musunuz? Öyleyse Batı Trakya Müslüman Türk evlatlarına büyük görevler düşmektedir. Bu konuda devlet hatasından vazgeçinceye kadar demokratik olarak seçim hakkınızı arayacaksınız. Mücadele edecek ve birbirinize sahip çıkacaksınız. Davalar şahısların değildir. Aga’lar ölür başkaları gelir. Allah nasip ederse, bu davanın nice sahiplenecek değerli insanları vardır. Bu gelenek kıyamete kadar devam edecektir. Biz Batı Trakya Müslüman Türk Azınlığı olarak, Yunan vatandaşıyız ve Yunan Hristiyanlarla kanun önünde denkiz. Onların metropolitleri seçimle geliyorsa, bizim dini liderlerimiz de seçimle gelmeli ve gelmektedir. Okullarda yapılan hatalar eğer camide ve müftülükte yapılırsa biliniz ki Batı Trakya Müslüman Türk Azınlığı, Rodos ve İstanköy gibi Yunan Müslümanları konumuna düşecektir ve hedef de budur. Ezanların, camilerin vebali hepimizin sırtında olacaktır.” diye konuştu.

“BATI TRAKYA’NIN ORTAK PAYDASI TÜRK KİMLİĞİDİR”
Raporda Batı Trakya Müslüman Türk azınlığının üç etnik parçaya bölünmesine tepki gösteren M
üftümüz Mete, azınlığın tüm kesimlerinin ortak paydasının Türk kimliği ve Türklük olduğunu vurgulayıp şöyle dedi: “Raporda azınlık üç etnik gruba ayrılmaktadır. Parçalara böl, istediğin gibi yönet ve yut, yok et politikası.Aslında bu gibi garip planları ısıtıp ısıtıp aynen önümüze sermektedirler. Bence yorulmaya hiç gerek yok. Azınlık insanının mevlitlerine gidin, cenazelerine gidin. Hangi müzik ve şarkılarla oynadıklarını, hangi dilde mevlit okuduklarını ve hangi dilde dua ettiklerine bakın. İsimlerini sorun. Ne olduklarını sorun cevap çok açık. Hepsinin üst kimlikleri olan Türklükte buluştuklarını göreceksiniz. Bizim kimliğimiz Türk kimliğidir. Ortak özelliğimiz Türk kimliğidir. Bakın özellikle İskeçeliler hatırlayacaktır. Yakın tarihte bir gazeteci öldü. Yunan Pomağı olduğunu söylüyordu. Bu onun kendi tercihi. Cenazesinde hangi dilde dua edildi? Tabii bu tip insanlara da şaşırmak lazım. Nedense ölümlerinde onları kullananlar cenazelerine gelmezler. Kullanır kullanır sonunda Müslüman isminden dolayı onu bırakıverir. Onun için şunu hiç bir zaman unutmayın: Müslümanlar kardeştir. Geleceğini ve her şeyini konuşmak ve birbirimize muhtaç olduğumuzu unutmamak ve birbirimize öyle muamele etmeliyiz.”

“ANLAŞMALARIN BİZE VERDİĞİ HAKLARI TANIYIN”
Yunanistan yöneticilerine azınlığın haklarını iade etmesi tavsiyesinde bulunan Müftü
müz Ahmet Mete sözlerini şöyle tamamladı: “Benim sayın Bakoyanni heyetine tavsiyem; Yunan vatandaşı olmaktan hiç rahatsız olmayan ve devletine hep sadık olan azınlık mensuplarıyla çalışmalara girmesi ve antlaşmaların verdiği hakları, eşitliği bize vermesidir. Aksi takdirde, onlar kararlar alır biz azınlık olarak mücadelemize devam ederiz. Ama azınlık olarak kaybeden sadece biz olmayız. Yunan adaleti, Yunanistan vatandaşlarının eşitliği de kaybeder. Yunanistan devletinin Batı Trakya Müslüman Türk Azınlığı kısmı hep sakat kalır.”